RAM
New member
Bartın’ın Amasra ilçesinde maden ocağında meydana gelen 41 personelin hayatını yitirdiği maden kazasıyla ilgili soruşturma kapsamında hazırlanan eksper raporunda, şahit madencilerin sözlerine yer verildi. Maden emekçileri, ocakta kâfi havalandırma olmadığını, çalışanlara kapsamlı eğitim verilmediğini, sensörlerin üretim yerine uzak olduğunu, gaz oranını izleme merkezinin görmediğini belirtti.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Kuruluş Müdürlüğü’ne ilişkin maden ocağında 41 madencinin hayatını yitirmesi, 11 emekçinin faydalanmasıyla ilgili kazaya ait soruşturmada TTK Amasra Kuruluş Müdürü Cihat Özdemir’in de bulunduğu 8 kişi tutuklanırken, 4’ü isimli denetimle olmak üzere 16 kişi özgür bırakıldı. Maden kazasıyla ilgili 7 kişilik uzman heyeti tarafınca hazırlanan 28 sayfalık ön rapor savcılığa sunuldu. Raporda, kazaya ait 53 şahit madencinin sözüne başvurularak 17 soru sorulduğu açıklandı. Şahitlerden 17’si kaza anında madende olmadıkları için farklı tutulurken, öteki 36 madencinin beyanlarının dikkate alındığı belirtilerek sözlerine raporda yer verildi.
“Ufak çaplı yangınlar olurdu”
Buna göre şahitlerden 19’u, “Maden ocağında meydana gelen kaza öncesinde daha evvel yangın, su birikimi yahut gaz birikimi niçiniyle üretim durdu mu?” sorusuna; “30 Ağustos 2010 yılında eksi 236 kotta baraj patlaması oldu ve yangın çıktı. Tatil gününe denk geldiği için kimse faydalanmadı. Üretim, vakti hatırlamamakla birlikte durduruldu. Bunun haricinde çalıştığımız yer maden olduğu için ufak çaplı yangın olurdu; ancak kimseye ziyan vermedi” karşılığını verdi.
“Ölen emekçiler maskelerini takamamış biçimde bulundu”
13 şahit, “Maden ocağında acil durum hareket planı var mı? varsa sizlere acil durumlarda neler yapılması gerektiği anlatıldı mı, bu bahiste eğitim verildi mi? Meydana gelebilecek tüm riskler bu planda değerlendirilmiş mi?” sorusuna; “Ani bir olay esnasında pak hava yoluna hakikat hareket edilmesi, maske takıp maske istasyonlarına gidilmesi söylendi. Yılda 2 gün iş güvenliği kursu veriliyor. Fakat bu eğitimler teorik kalıyor, uygulamalı olmuyor. Vefat eden arkadaşlarımız 2-3 yıllık deneyime sahip. Onlara daha kapsamlı bir eğitim verilseydi vefat sayısı hayli daha az olabilirdi. Vefat edenlerin birçok maskelerini takamamış bir biçimde bulundu” yanıtını verdi.
“Yeterli havalandırma yok”
7 madenci, “Maden ocağında faal kullanılabilir kâfi sayıda vantilatör var mı?” sorusuna; ocakta kâfi havalandırma olmadığını, vantilatörlerin özelliğini yitirmiş olduğunu, emekçilerin müsaadeye çıkartıldığında bu vantilatörlerin değiştirileceğinin kendilerine söylendiğini, arkadaşlarını kurtarmak için maden ocağına indiklerinde vantilatör ve vantüplerin toz patlamasından kaynaklı eridiğini gördüklerini söylemiş oldu.
‘Gaz oranını izleme merkezi goremedi”
Tanık madenciler ayrıyeten, ayak ardına beton enjeksiyon yapıldığını, ayak (üretim yeri) altlarına taş tozu serpildiğini ve kömür tozunun patlamasının bu türlü engellendiğini; lakin yaklaşık 1 yıldır bunun yapıldığını görmediklerini belirtti. Ayrıyeten, eksi 350 kotta çalışan arkadaşlarının, oranın ekstra sıcak olduğunu söylemiş olduklerini, kimi vakit de orada bulunan hava sensörlerine hava tutulmak yoluyla kıymetlerin düşük gösterildiği konusunda duyumları olduğunu, sensörle arın içinde uzaklık olduğunu, (sensörlerin ayak başına yahut baca çıkışına uzak oldukları) ve bu niçinle düşük paha verdiğini, arındaki gaz oranı yükselince sensöre ulaşmasının biraz vakit aldığını, bunun için de el dedektörleri kullanılması gerektiğini, gaz oranını izleme merkezi nazaranmediği için patlamanın gerçekleştiğini tabir ettiler.
DHA/BK,EC
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Kuruluş Müdürlüğü’ne ilişkin maden ocağında 41 madencinin hayatını yitirmesi, 11 emekçinin faydalanmasıyla ilgili kazaya ait soruşturmada TTK Amasra Kuruluş Müdürü Cihat Özdemir’in de bulunduğu 8 kişi tutuklanırken, 4’ü isimli denetimle olmak üzere 16 kişi özgür bırakıldı. Maden kazasıyla ilgili 7 kişilik uzman heyeti tarafınca hazırlanan 28 sayfalık ön rapor savcılığa sunuldu. Raporda, kazaya ait 53 şahit madencinin sözüne başvurularak 17 soru sorulduğu açıklandı. Şahitlerden 17’si kaza anında madende olmadıkları için farklı tutulurken, öteki 36 madencinin beyanlarının dikkate alındığı belirtilerek sözlerine raporda yer verildi.
“Ufak çaplı yangınlar olurdu”
Buna göre şahitlerden 19’u, “Maden ocağında meydana gelen kaza öncesinde daha evvel yangın, su birikimi yahut gaz birikimi niçiniyle üretim durdu mu?” sorusuna; “30 Ağustos 2010 yılında eksi 236 kotta baraj patlaması oldu ve yangın çıktı. Tatil gününe denk geldiği için kimse faydalanmadı. Üretim, vakti hatırlamamakla birlikte durduruldu. Bunun haricinde çalıştığımız yer maden olduğu için ufak çaplı yangın olurdu; ancak kimseye ziyan vermedi” karşılığını verdi.
“Ölen emekçiler maskelerini takamamış biçimde bulundu”
13 şahit, “Maden ocağında acil durum hareket planı var mı? varsa sizlere acil durumlarda neler yapılması gerektiği anlatıldı mı, bu bahiste eğitim verildi mi? Meydana gelebilecek tüm riskler bu planda değerlendirilmiş mi?” sorusuna; “Ani bir olay esnasında pak hava yoluna hakikat hareket edilmesi, maske takıp maske istasyonlarına gidilmesi söylendi. Yılda 2 gün iş güvenliği kursu veriliyor. Fakat bu eğitimler teorik kalıyor, uygulamalı olmuyor. Vefat eden arkadaşlarımız 2-3 yıllık deneyime sahip. Onlara daha kapsamlı bir eğitim verilseydi vefat sayısı hayli daha az olabilirdi. Vefat edenlerin birçok maskelerini takamamış bir biçimde bulundu” yanıtını verdi.
“Yeterli havalandırma yok”
7 madenci, “Maden ocağında faal kullanılabilir kâfi sayıda vantilatör var mı?” sorusuna; ocakta kâfi havalandırma olmadığını, vantilatörlerin özelliğini yitirmiş olduğunu, emekçilerin müsaadeye çıkartıldığında bu vantilatörlerin değiştirileceğinin kendilerine söylendiğini, arkadaşlarını kurtarmak için maden ocağına indiklerinde vantilatör ve vantüplerin toz patlamasından kaynaklı eridiğini gördüklerini söylemiş oldu.
‘Gaz oranını izleme merkezi goremedi”
Tanık madenciler ayrıyeten, ayak ardına beton enjeksiyon yapıldığını, ayak (üretim yeri) altlarına taş tozu serpildiğini ve kömür tozunun patlamasının bu türlü engellendiğini; lakin yaklaşık 1 yıldır bunun yapıldığını görmediklerini belirtti. Ayrıyeten, eksi 350 kotta çalışan arkadaşlarının, oranın ekstra sıcak olduğunu söylemiş olduklerini, kimi vakit de orada bulunan hava sensörlerine hava tutulmak yoluyla kıymetlerin düşük gösterildiği konusunda duyumları olduğunu, sensörle arın içinde uzaklık olduğunu, (sensörlerin ayak başına yahut baca çıkışına uzak oldukları) ve bu niçinle düşük paha verdiğini, arındaki gaz oranı yükselince sensöre ulaşmasının biraz vakit aldığını, bunun için de el dedektörleri kullanılması gerektiğini, gaz oranını izleme merkezi nazaranmediği için patlamanın gerçekleştiğini tabir ettiler.
DHA/BK,EC