TÜİK enflasyon verileri ve lider değişimleri ile son periyotta pek gündemde olan bir kurum. Enflasyondaki dataların hissedilen enflasyonu yansıtmadığı geçen aylarda çokça gündemde kalmıştı.
ENAG dataları ile her ay enflasyon verisi karşılaştırılan kurumun, hane halkı datalarını nasıl topladığına dair bir tez atıldı ortaya!
TÜİK nasıl çalışıyormuş?
Argümanların bir tarafında gazeteci Uğur Dündar var, öteki tarafta TÜİK. Okuyucusundan gelen mektubu ‘TÜİK işte bu biçimde çalışıyor’ başlığı ile yayınlayan Dündar, ceza uyarısı için bu mektubu paylaştığını belirtiyor!
Bakalım okuyucuya nazaran TÜİK nasıl çalışıyormuş? Mektup şöyle:
Ben ve eşim son 8 yıldır çocuklarımız ile bir arada Dubai’de çalıştık ve yaşadık. 2021 yılı Haziran ayında İstanbul’a döndük. Ekim ayı sonunda TÜİK’ten ‘Hane Halkı Bütçe Araştırması’ için seçilmiş olduğumuz bilgisi ulaştı.
Anketör gelir!
Çocuklarımızın bu yıl babalarının yanında okumak için Londra’ya gitmesi ve eşimin kent haricinde çalışıyor olması niçiniyle gündüz saatlerinden konutumuzda kimsemiz yoktu, ikinci kere ulaştırılan iştirak buyruğunu apartman gorevlimizden aldım. Beni arayan ve anketi yapacak olan şahsa sabah 07.00 üzere iş için meskenden çıktığımı ve akşam 20.00 üzere döndüğümü ve maalesef ankete katılamayacağımı belirttim lakin illa bu ankete katılmak zorunda olduğum söylendi!
daha sonrasında defalarca aranınca, eşimin İstanbul’da olduğu bir hafta anketör bayanı konutumuza çağırdık. Biz elinde anketle gelecek bir bakılırsavlini sorular soracağını bizim de yanıtlayacağımızı düşünüyorduk. Anket denilen şey aslında size bırakılan ve 4 hafta boyunca devam edecek, 7 gün boyunca kendi başınıza doldurmak zorunda olduğunuz 10-15 sayfalık bir kitapçıktı.
Her kalem tek tek yazılacak!
Bu kitapçığa haftalık her türlü harcamanızı günlük olarak yazacaksınız dediler. Eşim bu biçimde bir sıkıntıya giremeyeceği için, günlük olarak topladığımız fişler, dolmuş parası, metrobüs parası vs. üzere masrafları başladım girmeye. Bir yandan işim, bir yandan akşamları katıldığım yüksek lisans derslerim içinde en çok gerilimi bu bahiste yaşadım. her neyse efendim, kitapçığı almaya gelen anketör doldurma usulümüzü beğenmedi, zira karı koca gittiğimiz balıkçıda yediğimiz yemeği ‘kim ne yedi, ne kadar fiyatı vardı, hamsinin kilosu kaçaydı’ ayrıntısında yazmamız gerekiyormuş. Markete mi gitmişiz aldığımız keçi peynirine ne kadar ödemişiz, kilo fiyat neymiş, domatesin kilosu kaçaymış? Biz bunu bu türlü yapacak ne vakit, ne de sabra sahip olmadığımızı, isterlerse faturalarımızı, fişlerimizi de bu dokümana ekleyebileceğimizi söylemiş olduk lakin ‘bu biçimde olamaz’ dediler.
Ceza kesilir!
Bu devlet sizin gelirinizi masrafınızı, bankaya yatan maaşınızı bilmiyor muydu da bizim peşimize bu biçimde takılmıştı? Marketteki etin, meyvenin, zerzevatın, balıkçıdaki balığın porsiyonunun fiyatını bizden mi öğrenecekti? İnternetten ne almışız, elektrik, su, aidat, kitap, eğitim, akaryakıt, hepsini tek tek yazacakmışız. Ben ve eşim daima banka kartı kullanıyoruz, ekstrelerden her şey görünüyor, tek tek yazıyorum fakat bir daha istenilen ayrıntıda değil deyip reddediyor anketör. İkinci hafta kitabını da beğenmedi. Üçüncü hafta bir daha yazdım, bir daha beğenmedi, ‘bir daha doldurmazsanız ceza yiyeceksiniz iştirak zorunlu’ dedi. Eşim ‘Biz bu kadar yapabiliyoruz, ne yapacaksanız yapın’ deyip artık bezdi. Ve geçen gün resmi ceza dokümanı ulaştı tamı tamına 2.186 TL.
Öbür mağdurlar da var mı?
Bu devlete bir kuruş vergi borcumuz yok. hiç bir suça karışmadık. Her şeyimiz kayıt altında, bankacılık sisteminde. Hukukçu bir yakınımız özellikle yurt haricinden gelenlerin peşine düşüyorlar dedi. Geldiğimizden bu yana, 8 sene ortasında ne para kazandıysak hepsinin vergisini aldı devlet bizden. ömrümde bu kadar haksızlığa uğramamıştım, koskoca Türkiye Cumhuriyeti İstatistik Kurumu benim aylık ne kadar paraya ne yediğimle mi yapıyordu bu koca koca araştırmaları? Gelirim, sigortam, kredi kartım, vergim, her şeyim ulaşılabilir. Marketlerde, restoranlarda fiyatlar ortada! Eminim bizim üzere mağdur olan binlerce vatandaşımız vardır, ne olur sesimizi duyurmamıza yardımcı olun!
ENAG dataları ile her ay enflasyon verisi karşılaştırılan kurumun, hane halkı datalarını nasıl topladığına dair bir tez atıldı ortaya!
TÜİK nasıl çalışıyormuş?
Argümanların bir tarafında gazeteci Uğur Dündar var, öteki tarafta TÜİK. Okuyucusundan gelen mektubu ‘TÜİK işte bu biçimde çalışıyor’ başlığı ile yayınlayan Dündar, ceza uyarısı için bu mektubu paylaştığını belirtiyor!
Bakalım okuyucuya nazaran TÜİK nasıl çalışıyormuş? Mektup şöyle:
Ben ve eşim son 8 yıldır çocuklarımız ile bir arada Dubai’de çalıştık ve yaşadık. 2021 yılı Haziran ayında İstanbul’a döndük. Ekim ayı sonunda TÜİK’ten ‘Hane Halkı Bütçe Araştırması’ için seçilmiş olduğumuz bilgisi ulaştı.
Anketör gelir!
Çocuklarımızın bu yıl babalarının yanında okumak için Londra’ya gitmesi ve eşimin kent haricinde çalışıyor olması niçiniyle gündüz saatlerinden konutumuzda kimsemiz yoktu, ikinci kere ulaştırılan iştirak buyruğunu apartman gorevlimizden aldım. Beni arayan ve anketi yapacak olan şahsa sabah 07.00 üzere iş için meskenden çıktığımı ve akşam 20.00 üzere döndüğümü ve maalesef ankete katılamayacağımı belirttim lakin illa bu ankete katılmak zorunda olduğum söylendi!
daha sonrasında defalarca aranınca, eşimin İstanbul’da olduğu bir hafta anketör bayanı konutumuza çağırdık. Biz elinde anketle gelecek bir bakılırsavlini sorular soracağını bizim de yanıtlayacağımızı düşünüyorduk. Anket denilen şey aslında size bırakılan ve 4 hafta boyunca devam edecek, 7 gün boyunca kendi başınıza doldurmak zorunda olduğunuz 10-15 sayfalık bir kitapçıktı.
Her kalem tek tek yazılacak!
Bu kitapçığa haftalık her türlü harcamanızı günlük olarak yazacaksınız dediler. Eşim bu biçimde bir sıkıntıya giremeyeceği için, günlük olarak topladığımız fişler, dolmuş parası, metrobüs parası vs. üzere masrafları başladım girmeye. Bir yandan işim, bir yandan akşamları katıldığım yüksek lisans derslerim içinde en çok gerilimi bu bahiste yaşadım. her neyse efendim, kitapçığı almaya gelen anketör doldurma usulümüzü beğenmedi, zira karı koca gittiğimiz balıkçıda yediğimiz yemeği ‘kim ne yedi, ne kadar fiyatı vardı, hamsinin kilosu kaçaydı’ ayrıntısında yazmamız gerekiyormuş. Markete mi gitmişiz aldığımız keçi peynirine ne kadar ödemişiz, kilo fiyat neymiş, domatesin kilosu kaçaymış? Biz bunu bu türlü yapacak ne vakit, ne de sabra sahip olmadığımızı, isterlerse faturalarımızı, fişlerimizi de bu dokümana ekleyebileceğimizi söylemiş olduk lakin ‘bu biçimde olamaz’ dediler.
Ceza kesilir!
Bu devlet sizin gelirinizi masrafınızı, bankaya yatan maaşınızı bilmiyor muydu da bizim peşimize bu biçimde takılmıştı? Marketteki etin, meyvenin, zerzevatın, balıkçıdaki balığın porsiyonunun fiyatını bizden mi öğrenecekti? İnternetten ne almışız, elektrik, su, aidat, kitap, eğitim, akaryakıt, hepsini tek tek yazacakmışız. Ben ve eşim daima banka kartı kullanıyoruz, ekstrelerden her şey görünüyor, tek tek yazıyorum fakat bir daha istenilen ayrıntıda değil deyip reddediyor anketör. İkinci hafta kitabını da beğenmedi. Üçüncü hafta bir daha yazdım, bir daha beğenmedi, ‘bir daha doldurmazsanız ceza yiyeceksiniz iştirak zorunlu’ dedi. Eşim ‘Biz bu kadar yapabiliyoruz, ne yapacaksanız yapın’ deyip artık bezdi. Ve geçen gün resmi ceza dokümanı ulaştı tamı tamına 2.186 TL.
Öbür mağdurlar da var mı?
Bu devlete bir kuruş vergi borcumuz yok. hiç bir suça karışmadık. Her şeyimiz kayıt altında, bankacılık sisteminde. Hukukçu bir yakınımız özellikle yurt haricinden gelenlerin peşine düşüyorlar dedi. Geldiğimizden bu yana, 8 sene ortasında ne para kazandıysak hepsinin vergisini aldı devlet bizden. ömrümde bu kadar haksızlığa uğramamıştım, koskoca Türkiye Cumhuriyeti İstatistik Kurumu benim aylık ne kadar paraya ne yediğimle mi yapıyordu bu koca koca araştırmaları? Gelirim, sigortam, kredi kartım, vergim, her şeyim ulaşılabilir. Marketlerde, restoranlarda fiyatlar ortada! Eminim bizim üzere mağdur olan binlerce vatandaşımız vardır, ne olur sesimizi duyurmamıza yardımcı olun!