RAM
New member
SİNAN VARDAR – MÜKEMMEL BEŞİKTAŞ
Beşiktaş tam manasıyla futbol resitali ortaya koydu. Ekibin fizik gücü başta olmak üzere, moral motivasyonu üst düzeydeydi. Futbolculardaki kazanma dileğini bakılırsan taraftarlar coştukça coştu ve tribünde de olağanüstü bir ambiyans oluştu. Sivasspor’u kendi alanına hapseden Beşiktaş’ta, teknik yöneticiden, futbolcusuna, kusursuz ekibe emek veren herkese şapkamı çıkarıyorum. Beşiktaş transferde fevkalade bir nokta atışı transferler yapmış. Buraya yazıyorum; Weghorst bu dönem uzak orta gol hükümdarı olur. Hollandalı hem atıyor, hem attırıyor. Muleka da genç yaşına karşın harikulade oynuyor. Aşikâr ki, kadro o denli bu biçimde değil, güzel çalışıyor. Bilhassa duran toplardaki varyasyonlar rakibin başını döndürürken izleyenlere keyif veriyor.
Dün birinci defa alana çıkan Dele Alli artık ‘Bizim Ali’… Birinci günden bu biçimde oynarsa daha sonrası rakipler için kaygılı hayal olur. Salih oyunda kaldığı müddette alanda basmadık yer bırakmadığı üzere, iki ayağını ustalıkla kullanıp grubu jet süratiyle hamleye çıkardı. Sağda Rosier, solda Masuaku güçlerini alana koyarken N’Koudou âlâ ki kadroda kalmış. Gedson Beşiktaş’ın akciğeri. Bir orta gözlerime inanamadım ‘Acaba Gedson’dan iki tane mi var’ demekten kendimi alamadım. Salih’in yerine oyuna giren Berkay da fazlaca kaliteli bir kumaş… Ismael’i bilhassa iki hafta evvel oynanan Alanyaspor maçı daha sonrası epeyce eleştirdik. Sezar’ın hakkı Sezar’a; dünkü futbol için bu sefer alkışlarımızı gönderelim. Fransız teknik adamı kimi vakit taktik istikametten eleştirsek de kadrosu kısa müddette üst seviye perforamansa taşıdığı için teşekkür etmeliyiz. Dikkatinizi çekerim; birebir vakitte geçtiğimiz dönem 14 futbolcusu ayrılmış bir takımdan! Daha bu kadroya Josef ve Ghezzal katılacak. Bu hafta sonu tüm ekiplerin maçını izledim. Şunu söyleyebilirim ki; şu anda uygunu Beşiktaş… Elimizle tahtaya vuralım; nazar değmesin.
TURGAY DEMİR – BEŞİKTAŞ ORDUSU!
Öncelikle ulu ordumuzun tarihe düştüğü en değerli notlardan biri olan 30 Ağustos Zaferi’ni yani bayramımızı kutlayarak başlayıp Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle analım. Ulu ordumuz ile başladık, Beşiktaş Ordusu ile devam edelim… Kartal’ın fantastik, kendisi açısından eğlenceli, rakipleri için bir o kadar dayanılmaz bir çaba gücü, kazanma azmi var. Her maçın birinci yarısında ordusunun tüm gücüyle saldırıyor Beşiktaş… Havacıları var; Weghorst… Cenk Tosun… Muleka… Fırsatını buldukları anda başlarını kullanıyorlar. Karacıları var; doğuştan futbolcu Dele Alli üzere… Her maçın birinci 45’inde sol tarafta uçurtma üzere uçan N’Koudou üzere…
Komandoları var Kartal’ın: Sahanın her yerine yetişen, didişen, ısıran, koparan Fernandes üzere. Tekniğini hırsı ve mücadeleci karakteriyle birleştiren Salih Uçan üzere… Jandarmaları var Beşiktaş’ın, tüm kaçakları yakalayan Rosier üzere… Kademe ustası Mosuaku ve Saiss üzere… Ve de, her koşul altında, gereksinim halinde birinci başvurulacak Necip üzere… Birinci yarı kusursuz fırtına üzereydi Siyah-beyazlılar. Sahanın her yerinde topun ardına ve de rakibin karşısına geçtiler, savaştılar, kazandılar. Muleka’nın birinci golünde Weghorst’un asisti fevkaladeydi. N’Koudou’nun bindirmeleri, Muleka’nın ele-avuca sığmaz bitirimciliği…
bu biçimde bir birinci yarının akabinde ikinci yarıda Beşiktaş’ın vites düşürmesi olağandı. Valerien Ismael, Umut, Kenan ve Cenk Tosun’u alana sürdü. Çıkanlarla girenler içindeki fark alana da yansıdı elbette. Saba’nın mükemmel golüyle Sivasspor heyecanlanırken Beşiktaş daha fazlaca oyunu soğutmaya çalıştı. Gelelim Beşiktaş Ordusu’nun kumandanına; Valerien Ismael ekibi fizik olarak dayanılmaz hazırlıyor ona kuşku yok fakat hala bana itimat vermiyor. bir daha de evvel üçlü savunmadan, daha sonra klasik 4-3-3’ten vazgeçmesi kıymetli.
Beşiktaş tam manasıyla futbol resitali ortaya koydu. Ekibin fizik gücü başta olmak üzere, moral motivasyonu üst düzeydeydi. Futbolculardaki kazanma dileğini bakılırsan taraftarlar coştukça coştu ve tribünde de olağanüstü bir ambiyans oluştu. Sivasspor’u kendi alanına hapseden Beşiktaş’ta, teknik yöneticiden, futbolcusuna, kusursuz ekibe emek veren herkese şapkamı çıkarıyorum. Beşiktaş transferde fevkalade bir nokta atışı transferler yapmış. Buraya yazıyorum; Weghorst bu dönem uzak orta gol hükümdarı olur. Hollandalı hem atıyor, hem attırıyor. Muleka da genç yaşına karşın harikulade oynuyor. Aşikâr ki, kadro o denli bu biçimde değil, güzel çalışıyor. Bilhassa duran toplardaki varyasyonlar rakibin başını döndürürken izleyenlere keyif veriyor.
Dün birinci defa alana çıkan Dele Alli artık ‘Bizim Ali’… Birinci günden bu biçimde oynarsa daha sonrası rakipler için kaygılı hayal olur. Salih oyunda kaldığı müddette alanda basmadık yer bırakmadığı üzere, iki ayağını ustalıkla kullanıp grubu jet süratiyle hamleye çıkardı. Sağda Rosier, solda Masuaku güçlerini alana koyarken N’Koudou âlâ ki kadroda kalmış. Gedson Beşiktaş’ın akciğeri. Bir orta gözlerime inanamadım ‘Acaba Gedson’dan iki tane mi var’ demekten kendimi alamadım. Salih’in yerine oyuna giren Berkay da fazlaca kaliteli bir kumaş… Ismael’i bilhassa iki hafta evvel oynanan Alanyaspor maçı daha sonrası epeyce eleştirdik. Sezar’ın hakkı Sezar’a; dünkü futbol için bu sefer alkışlarımızı gönderelim. Fransız teknik adamı kimi vakit taktik istikametten eleştirsek de kadrosu kısa müddette üst seviye perforamansa taşıdığı için teşekkür etmeliyiz. Dikkatinizi çekerim; birebir vakitte geçtiğimiz dönem 14 futbolcusu ayrılmış bir takımdan! Daha bu kadroya Josef ve Ghezzal katılacak. Bu hafta sonu tüm ekiplerin maçını izledim. Şunu söyleyebilirim ki; şu anda uygunu Beşiktaş… Elimizle tahtaya vuralım; nazar değmesin.
TURGAY DEMİR – BEŞİKTAŞ ORDUSU!
Öncelikle ulu ordumuzun tarihe düştüğü en değerli notlardan biri olan 30 Ağustos Zaferi’ni yani bayramımızı kutlayarak başlayıp Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle analım. Ulu ordumuz ile başladık, Beşiktaş Ordusu ile devam edelim… Kartal’ın fantastik, kendisi açısından eğlenceli, rakipleri için bir o kadar dayanılmaz bir çaba gücü, kazanma azmi var. Her maçın birinci yarısında ordusunun tüm gücüyle saldırıyor Beşiktaş… Havacıları var; Weghorst… Cenk Tosun… Muleka… Fırsatını buldukları anda başlarını kullanıyorlar. Karacıları var; doğuştan futbolcu Dele Alli üzere… Her maçın birinci 45’inde sol tarafta uçurtma üzere uçan N’Koudou üzere…
Komandoları var Kartal’ın: Sahanın her yerine yetişen, didişen, ısıran, koparan Fernandes üzere. Tekniğini hırsı ve mücadeleci karakteriyle birleştiren Salih Uçan üzere… Jandarmaları var Beşiktaş’ın, tüm kaçakları yakalayan Rosier üzere… Kademe ustası Mosuaku ve Saiss üzere… Ve de, her koşul altında, gereksinim halinde birinci başvurulacak Necip üzere… Birinci yarı kusursuz fırtına üzereydi Siyah-beyazlılar. Sahanın her yerinde topun ardına ve de rakibin karşısına geçtiler, savaştılar, kazandılar. Muleka’nın birinci golünde Weghorst’un asisti fevkaladeydi. N’Koudou’nun bindirmeleri, Muleka’nın ele-avuca sığmaz bitirimciliği…
bu biçimde bir birinci yarının akabinde ikinci yarıda Beşiktaş’ın vites düşürmesi olağandı. Valerien Ismael, Umut, Kenan ve Cenk Tosun’u alana sürdü. Çıkanlarla girenler içindeki fark alana da yansıdı elbette. Saba’nın mükemmel golüyle Sivasspor heyecanlanırken Beşiktaş daha fazlaca oyunu soğutmaya çalıştı. Gelelim Beşiktaş Ordusu’nun kumandanına; Valerien Ismael ekibi fizik olarak dayanılmaz hazırlıyor ona kuşku yok fakat hala bana itimat vermiyor. bir daha de evvel üçlü savunmadan, daha sonra klasik 4-3-3’ten vazgeçmesi kıymetli.