Seyahat kararlarının siyasetteki yansıması ne olur?

RAM

New member
Seyahat davasıyla ilgili mahkumiyet kararlarının yankıları sürerken, siyasi analistler Cumhur İttifakı’nın seçime kadar geçecek müddette kutuplaştırıcı telaffuzlarını artırabileceğini lakin ekonomik krizle bunalan seçmenlerde bu telaffuzların etkisinin eskisi üzere olup olmayacağının belgisiz olduğuna dikkat çekiyor.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti dünkü sonucunda iş insanı Osman Kavala’nın “casusluk” suçlamasından beraat ve tahliyesine, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya yahut nazaranvini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme” kabahatinden ise ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasına çarptırılmasına hükmetti.

İçlerinde Mücella Yapan üzere isimlerin de bulunduğu yedi sanık da 18’er yıl mahpus cezasına çarptırıldı.

Kararlara mahkeme heyetinden hakim Kürşad Bektaş karşı çıktı ve muhalefet şerhinde “Dosyada kâfi kanıt yok. Beraat verilmeli” dedi.

İktidar ne yapmaya çalışıyor?

Seyahat davasının tartışmalı görülen bu kararları türel açıdan olduğu kadar siyasete yansımaları açısından da konuşulmaya başlandı.

Son vakit içinderda dış siyasette ölçülü bir periyoda giren ve gerisi arkasına problemli olduğu kimi ülkelerle ilgilerini güzelleştirmeye çalışan Türkiye’nin Avrupa Kurulu üyeliğini tehlikeye atabilecek olan bu kararla ne yapmak istediği ve iktidarın nasıl bir strateji takip edeceği merak ediliyor.

Kamuoyu araştırma şirketi Türkiye Raporu Yöneticisi Can Selçuki, Cumhur İttifakı’nın izleyeceği stratejiyi tam olarak çabucak hemen anlamlandıramadığını belirterek, şu çelişkiye dikkat çekiyor:

“İki açıdan anlamlandıramıyorum; birincisi artık kazanmanın kuralı değişti, 50 artı 1’e gereksiniminiz var. ötürüsıyla paydanızı mümkün olduğunca geniş tutmanız lazım. Yani ortadaki seçmene daha fazlaca hitap edebilecek, daha ölçülü birtakım telaffuzlar ortasında olmanız lazım.”

Selçuki’ye bakılırsa ikinci konu da ekonomik kurallar. Bu tip telaffuz ve kararların iktisat uygunken, seçmeni bulunduğu tarafın yaptığı ne olursa olsun ekonomik açıdan memnun olduğu için haklı görmeye iteceğini belirten Selçuki, “Bugünkü iktisadi şartlar altında bu üslup gerginlik yaratıcı, toplumsal fay çizgilerine dokunan telaffuzların ben iktidara yaramayacağı kanaatindeyim” diyor.

Siyaset Bilimci Doç. Dr. Can Kakışım iktidarın Kavala üzerinden tüm sivil topluma “eğer yeni bir Seyahat’e kalkışırsanız ya da en azından bu ruhu yaşatırsanız ben bununla gayret ederim” bildirisi verdiğini de belirtiyor.

Kutuplaştırıcı telaffuzlar devam eder mi?

Uzmanlara bakılırsa bundan daha sonra iktidarın ayrıştırıcı telaffuzlar ve kararlar, şayet erken seçim olmayacaksa Haziran’da 2023’te yapılması öngörülen seçime kadar artarak devam edebilir.

HDP hakkında açılan kapatma davasına işaret eden Siyaset Bilimci Kakışım, bundan daha sonra Seyahat’e emsal yargı kararlarının beklenebileceğini, bunların “beka ve dış güçler” telaffuzlarıyla desteklenebileceğini belirterek, şunları söylüyor:

“Bu, AKP-MHP cenahının seçim sürecine kadar giden süreçteki stratejisi olabilir. Yani ‘biz ve onlar’ biçiminde, daima bir toplumda ötekileştirme, ikilik yaratma ve bunun üzerinden siyaset üretme usulü. Zira sizin şayet umutlar üzerinden siyaset yapma imkanınız kalmamışsa ve halk nezdinde umut yaratamıyorsanız bunu kaygılar üzerinden yaparsınız.”

Cumhur İttifak’ından da Seyahat kararlarını savunan açıklamalar geldi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, sonucu “Türkiye hukuk devletidir, kimse yargının üstünde değildir” kelamlarıyla kıymetlendirdi.

MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, Seyahat Davası’ndan çıkan mahpus cezaları ile ilgili soru üzerine, “Yargıya hürmet duyulmalıdır. Bahis üzerinde uzun yıllar tartışmalarla bunu önlemeye çalışanlar da yargının bu sonucuyla saygılı olarak her şeyi artık kabullenmek durumunda olmalıdır” dedi.

Muhalefet için test alanı mı?

Seyahat kararlarının şu anda birleştirici olmaya çalışan muhalefet açısından da kritik olacağı belirtiliyor.

Pazar günü bir ortaya gelen muhalefet partilerinin üst seviyede Seyahat davasına iştirakte bulunmaması ve birçok başkanın yansısını geç vermesi tenkit konusu.

Kakışım, muhalefetin kimi vakit bu biçimde konularda biraz “çekingen” davrandığına işaret ederek, şöyleki konuşuyor:

“Muhalefetin burada takınacağı hal kıymetli zira bu altılı masa için bir test alanı üzere olacak. Siz en baştan beri toplumun genel hassasiyetlerine hürmet duyacağınızı söylüyorsunuz, bu noktada evet ortaya koyduğunuz bir irade de var lakin muhalif kitlenin hassasiyetleri de sizin için değerli olmalı.”

sonucun açıklanmasının akabinde akşam saatlerinde Tweet atan CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Gezi direnişi; dayanışmaya, barışa, kardeşliğe ve demokrasiye adanmış bir millet hareketiydi” derken, bugünkü küme konuşmasında da hususa değindi. “Kurgulanmış mahkemelerden adalet çıkmaz” diyen Kılıçdaroğlu, davada karar veren yargıçlara ait olarak “Verdikleri kararlar kendi özgür iradeleriyle verdikleri kararlar değil, talimatla aldıkları kararlar” tabirlerini kullandı.


Seyahat Davası’nda karar: “Bunlar çete, hakim değil”

To view this görüntü please enable JavaScript, and consider upgrading to a web browser that supports HTML5 görüntü


Seyahat olayları sırasında iktidarın üyesi olan Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu ise bugün toplumsal medyadaki paylaşımında Seyahat’in ismini anmadan adalet daveti yaparken, DEVA Partisi Lideri Ali Babacan attığı Tweet’te hukuksal açıklaması olmayan bu mahkumiyet kararlarının vicdanları yaraladığını belirtti.

Siyaset Bilimci Kakışım, Babacan ve Davutoğlu için aslında bu sonucun bir fırsat olabileceğini zira davacılar içinde onların da isimlerinin bulunduğunu hatırlatarak, evvelden AKP ortasında yer alan iki ismin özeleştiri yaparak daha net bir tavır almasının altılı masayı güçlendirebileceğini söylüyor.

Can Selçuki ise muhalefetin pasif kaldığına yönelik tenkitlere hem katıldığını tıpkı vakitte katılmadığını belirterek, katıldığı hususu muhalefet partilerinin duruşma salonunda daha yüksek mevcudiyet gösterebileceği olarak açıklıyor. Selçuki, “Muhalefetin sokağa davet yapması gerektiğine yönelik tenkitlere ise katılmıyorum. Zira muhalefet şu anda bütün zorluklara karşın ortak bir paydada buluşulabilecek tabanı oluşturmaya çalışıyor” yorumu yapıyor.

GÜZEL Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz ise Seyahat sonucuna dair yaptığı açıklamada hakimin şerhini hatırlatarak, “Adalet hissine, vicdana, hukuka ve ülkemizin düşürüldüğü duruma ait telaşlarımız derinleşmiştir” tabirlerini kullandı.

Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal da toplumsal medyadan “Gezi davası ile alakalı karar da gösterdi ki iktidar, kaygı kol gezinsin, muhalefet için Türkiye tekinsiz bir yer olsun istiyor” yorumu yaparken, Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın da Twitter hesabından “Adalet kurumunu siyasallaştıran ve adaletsizliği kurumsallaştıran hiç bir iktidar payidar olamaz” dedi.