Huzurlu
New member
Fıkıhta Kenz Ne Demek?
Selamun aleyküm değerli kardeşler,
Bugün çokça yanlış anlaşılan ama fıkıh açısından önemli bir kavram olan “kenz” üzerine konuşmak istiyorum. Hem tarihi hem de günümüzle bağlantılı yönleri var. Hepimizin gündelik hayatta, kazanç, biriktirme, paylaşma ve ihtiyaçları karşılama konusunda sorularımız oluyor. İşte “kenz” kavramı, tam da bu noktada İslam’ın insanı dengeye davet eden yaklaşımını anlamamıza yardımcı oluyor.
Kenz’in Tanımı
Fıkıhta “kenz”, lügatte “biriktirilen ve saklanan mal” anlamına gelir. Ancak mesele sadece malın biriktirilmesi değil, onun zekâtı verilmeden bir kenarda tutulmasıdır. Kur’an-ı Kerim’de Tevbe Suresi 34-35. ayetlerde, altın ve gümüşü Allah yolunda harcamayanların şiddetle uyarıldığını görürüz. Buradan anlıyoruz ki “kenz” sadece servetin fazlalığı değil, onun paylaşılmaması ve toplumsal faydadan uzak tutulmasıdır.
Veriler ve Gerçek Hayattan Örnekler
Bugün dünyada servet dağılımı konusunda çarpıcı istatistikler var:
- Oxfam’ın 2023 raporuna göre, dünya nüfusunun en zengin %1’i toplam servetin %63’ünü elinde bulunduruyor.
- Aynı dönemde 1,7 milyar insan temel gıda ve barınma ihtiyacını karşılayamıyor.
Bu tablo, İslam’ın “kenz” konusundaki uyarılarını daha da anlamlı kılıyor. Çünkü biriktirilen servet, toplumun büyük kısmı yoksullukla boğuşurken kullanılmıyorsa, o servet “kenz” hükmüne girebilir.
Fıkıhta Kenzin Yeri
Fakihler, “kenz”i açıklarken zekât kavramını merkeze alırlar. Eğer kişi malının zekâtını veriyorsa, geri kalanı üzerinde tasarruf hakkına sahiptir. Ancak zekâtı verilmemiş ve ihtiyaç sahiplerinden saklanmış mal, kenz olur. Yani mesele malın çokluğu değil, hakkının verilmemesidir.
İmam Gazali, “İhya” adlı eserinde malın zekâtı verilmediğinde o malın kişiye fayda değil zarar getireceğini belirtir. Hanefi fakihler de zekâtın ödenmemesi durumunda malın sahibini helake götürebileceğini söyler.
Erkeklerin ve Kadınların Perspektifinden Kenz
Toplumsal gözlemler gösteriyor ki erkekler konuyu daha çok pratik ve sonuç odaklı değerlendiriyor. Örneğin, bir erkek “Kenze düşmemek için zekâtımı verdim, kalan malım helaldir, onu yatırımda değerlendirmem lazım” diyebilir. Burada mesele, malın işlevselliği ve üretkenliğidir.
Kadınlar ise genelde daha sosyal ve duygusal boyutu ön plana çıkarıyor. Örneğin, “Kardeşim açken ben nasıl rahat ederim?” diyerek paylaşmanın huzurunu vurguluyor. Kadınların merhamet ve empati yönü, kenzin toplumsal zararı konusunda güçlü bir hatırlatma oluyor.
Bu farklı bakış açıları aslında birbirini tamamlıyor: erkekler çözüm ve sürdürülebilirlik tarafını, kadınlar ise vicdani ve sosyal etki tarafını öne çıkarıyor.
Kenz ve Günümüz Dünyası
Bugün kenz kavramını yalnızca altın ve gümüşle sınırlamak yanlış olur. Bankalarda biriken faizli hesaplar, yatırım araçları veya paylaşılmadan saklanan fazla mallar da kenz kapsamına girebilir. Modern anlamda büyük şirketlerin milyonlarca ton gıdayı çöpe atarken milyonlarca insanın aç kalması, İslam’ın kenz uyarısını gözümüzün önüne seriyor.
Bir başka örnek de gayrimenkul yatırımlarıdır. Bazı bölgelerde insanlar birden fazla evi boş tutarken, gençler yüksek kira fiyatları yüzünden ev bulmakta zorlanıyor. Bu da sosyal dengesizliği artırıyor.
Forum İçin Tartışma Soruları
- Sizce günümüzde kenzin en yaygın örnekleri nelerdir?
- Erkeklerin “üretim ve yatırım” odaklı yaklaşımı mı, kadınların “empati ve paylaşım” odaklı yaklaşımı mı daha etkili sonuçlar doğurur?
- Zekât dışında sadaka ve infak gibi ibadetler, kenzin önüne geçmekte yeterli midir?
- Modern bankacılık ve dijital yatırım araçları bağlamında kenz kavramını nasıl değerlendirmeliyiz?
Sonuç
Fıkıhta kenz, insanın mal sevgisinin toplumsal zarara dönüşmemesi için bir uyarıdır. Mal biriktirmek değil, hakkını vermemek sorundur. Erkeklerin sonuç odaklı, kadınların sosyal-duygusal bakış açıları birleştiğinde ise daha dengeli bir yaklaşım ortaya çıkar.
Bugün forumda hep birlikte bu konuyu tartışarak, hem dini hem de toplumsal açıdan faydalı sonuçlara varabiliriz. Siz ne düşünüyorsunuz? Paylaşmak mı, üretmek mi, yoksa ikisinin dengesi mi bizi kenzden korur?
Selamun aleyküm değerli kardeşler,
Bugün çokça yanlış anlaşılan ama fıkıh açısından önemli bir kavram olan “kenz” üzerine konuşmak istiyorum. Hem tarihi hem de günümüzle bağlantılı yönleri var. Hepimizin gündelik hayatta, kazanç, biriktirme, paylaşma ve ihtiyaçları karşılama konusunda sorularımız oluyor. İşte “kenz” kavramı, tam da bu noktada İslam’ın insanı dengeye davet eden yaklaşımını anlamamıza yardımcı oluyor.
Kenz’in Tanımı
Fıkıhta “kenz”, lügatte “biriktirilen ve saklanan mal” anlamına gelir. Ancak mesele sadece malın biriktirilmesi değil, onun zekâtı verilmeden bir kenarda tutulmasıdır. Kur’an-ı Kerim’de Tevbe Suresi 34-35. ayetlerde, altın ve gümüşü Allah yolunda harcamayanların şiddetle uyarıldığını görürüz. Buradan anlıyoruz ki “kenz” sadece servetin fazlalığı değil, onun paylaşılmaması ve toplumsal faydadan uzak tutulmasıdır.
Veriler ve Gerçek Hayattan Örnekler
Bugün dünyada servet dağılımı konusunda çarpıcı istatistikler var:
- Oxfam’ın 2023 raporuna göre, dünya nüfusunun en zengin %1’i toplam servetin %63’ünü elinde bulunduruyor.
- Aynı dönemde 1,7 milyar insan temel gıda ve barınma ihtiyacını karşılayamıyor.
Bu tablo, İslam’ın “kenz” konusundaki uyarılarını daha da anlamlı kılıyor. Çünkü biriktirilen servet, toplumun büyük kısmı yoksullukla boğuşurken kullanılmıyorsa, o servet “kenz” hükmüne girebilir.
Fıkıhta Kenzin Yeri
Fakihler, “kenz”i açıklarken zekât kavramını merkeze alırlar. Eğer kişi malının zekâtını veriyorsa, geri kalanı üzerinde tasarruf hakkına sahiptir. Ancak zekâtı verilmemiş ve ihtiyaç sahiplerinden saklanmış mal, kenz olur. Yani mesele malın çokluğu değil, hakkının verilmemesidir.
İmam Gazali, “İhya” adlı eserinde malın zekâtı verilmediğinde o malın kişiye fayda değil zarar getireceğini belirtir. Hanefi fakihler de zekâtın ödenmemesi durumunda malın sahibini helake götürebileceğini söyler.
Erkeklerin ve Kadınların Perspektifinden Kenz
Toplumsal gözlemler gösteriyor ki erkekler konuyu daha çok pratik ve sonuç odaklı değerlendiriyor. Örneğin, bir erkek “Kenze düşmemek için zekâtımı verdim, kalan malım helaldir, onu yatırımda değerlendirmem lazım” diyebilir. Burada mesele, malın işlevselliği ve üretkenliğidir.
Kadınlar ise genelde daha sosyal ve duygusal boyutu ön plana çıkarıyor. Örneğin, “Kardeşim açken ben nasıl rahat ederim?” diyerek paylaşmanın huzurunu vurguluyor. Kadınların merhamet ve empati yönü, kenzin toplumsal zararı konusunda güçlü bir hatırlatma oluyor.
Bu farklı bakış açıları aslında birbirini tamamlıyor: erkekler çözüm ve sürdürülebilirlik tarafını, kadınlar ise vicdani ve sosyal etki tarafını öne çıkarıyor.
Kenz ve Günümüz Dünyası
Bugün kenz kavramını yalnızca altın ve gümüşle sınırlamak yanlış olur. Bankalarda biriken faizli hesaplar, yatırım araçları veya paylaşılmadan saklanan fazla mallar da kenz kapsamına girebilir. Modern anlamda büyük şirketlerin milyonlarca ton gıdayı çöpe atarken milyonlarca insanın aç kalması, İslam’ın kenz uyarısını gözümüzün önüne seriyor.
Bir başka örnek de gayrimenkul yatırımlarıdır. Bazı bölgelerde insanlar birden fazla evi boş tutarken, gençler yüksek kira fiyatları yüzünden ev bulmakta zorlanıyor. Bu da sosyal dengesizliği artırıyor.
Forum İçin Tartışma Soruları
- Sizce günümüzde kenzin en yaygın örnekleri nelerdir?
- Erkeklerin “üretim ve yatırım” odaklı yaklaşımı mı, kadınların “empati ve paylaşım” odaklı yaklaşımı mı daha etkili sonuçlar doğurur?
- Zekât dışında sadaka ve infak gibi ibadetler, kenzin önüne geçmekte yeterli midir?
- Modern bankacılık ve dijital yatırım araçları bağlamında kenz kavramını nasıl değerlendirmeliyiz?
Sonuç
Fıkıhta kenz, insanın mal sevgisinin toplumsal zarara dönüşmemesi için bir uyarıdır. Mal biriktirmek değil, hakkını vermemek sorundur. Erkeklerin sonuç odaklı, kadınların sosyal-duygusal bakış açıları birleştiğinde ise daha dengeli bir yaklaşım ortaya çıkar.
Bugün forumda hep birlikte bu konuyu tartışarak, hem dini hem de toplumsal açıdan faydalı sonuçlara varabiliriz. Siz ne düşünüyorsunuz? Paylaşmak mı, üretmek mi, yoksa ikisinin dengesi mi bizi kenzden korur?