RAM
New member
Uzun yıllar Beşiktaş forması giyen Oğuzhan Özyakup’un siyah beyazlı kulüple kontratı bitmiş oldu. 29 yaşındaki ulusal oyuncu Kara Kartal’a veda etti. Oğuzhan, toplumsal medya hesabından bir veda iletisi da yayınladı.
İşte o paylaşım…
“İlk imzamı dün üzere hatırlıyorum. 19 yaşındaydım. Kalbim Beşiktaş demişti. O günkü heyecanımı asla tanım edemem. Birinci senem Feda yılıydı. Feda ederek başlamıştı seyahatimiz. Çok şiddetli, epeyce yorucu lakin bir o kadar da her dakikası her anı keyifli geçen birinci yıllar bana epeyce şey kattı, hayli şey öğretti.
Statsız geçen yılımızda bütün maçlarımızı deplasmanda oynamanın yorgunluğunu, hepimizin ortasındaki umut ve yolun sonundaki ışığı görmemiz alıyordu. O sene hayli özeldi. 2015-2016 dönem başı kampında şampiyonluğumuzu ilan etmiştik biz. O sene, hayatımda daha evvel yaşamadığım bir kadro ve aile ortamıyla epey özel bir şampiyonluğa imza attık. Statsız geçen koca bir dönem sonunda stadımızda birinci şampiyonluğu yaşamak tek başına unutulmaz bir muvaffakiyet oldu hepimize. O sene bizi birbirimize daha da kenetledi, motive etti.
Takım olarak, kulüp olarak fazlaca hoş geçen yeni bir dönem sonunda gelen 2. Şampiyonluk, 3. Yıldız ve Avrupa başarılarımız tesadüf değildi. Hem Türkiye’de hem Avrupa’da anlattığımız epeyce hoş, epeyce özel bir öykümüz vardı. Oynarken keyif alıyorduk, keyif aldıkça daha güzel oynuyorduk.
İnsan ortasında yaşarken anlayamıyor kimi vakit birtakım anların birtakım vakit içinderın ne kadar özel olduğunu. Tahminen de bu niçinle o devirlerde yaşadığım mental ve fizikî yorgunluk ve baskıyla başa çıkarken zorlandım, yanlışlar yaptım. Artık dönüp düşününce hepsi hayat deneyimi oldu bana. Düştüm, kalktım, bocaladım. Ancak hepsinden öte Beşiktaş forması giydiğim her saniye çalışmaktan ve inanmaktan hiç vazgeçmedim.
10 sene, 5 kupa, 3 şampiyonluk… Binlerce an ve anı…
19 yaşında bir çocuk olarak kapısından girdiğim, anne sevgisi üzere karşılıksız sevdiğim kulübümden, Beşiktaş ailemden bugün 29 yaşında olgun bir insan olarak çıkıyorum.
beraber yaşadığımız ve birbirimize yaşattığımız bütün o özel hisler için fazlaca teşekkür ederim.”
İşte o paylaşım…
“İlk imzamı dün üzere hatırlıyorum. 19 yaşındaydım. Kalbim Beşiktaş demişti. O günkü heyecanımı asla tanım edemem. Birinci senem Feda yılıydı. Feda ederek başlamıştı seyahatimiz. Çok şiddetli, epeyce yorucu lakin bir o kadar da her dakikası her anı keyifli geçen birinci yıllar bana epeyce şey kattı, hayli şey öğretti.
Statsız geçen yılımızda bütün maçlarımızı deplasmanda oynamanın yorgunluğunu, hepimizin ortasındaki umut ve yolun sonundaki ışığı görmemiz alıyordu. O sene hayli özeldi. 2015-2016 dönem başı kampında şampiyonluğumuzu ilan etmiştik biz. O sene, hayatımda daha evvel yaşamadığım bir kadro ve aile ortamıyla epey özel bir şampiyonluğa imza attık. Statsız geçen koca bir dönem sonunda stadımızda birinci şampiyonluğu yaşamak tek başına unutulmaz bir muvaffakiyet oldu hepimize. O sene bizi birbirimize daha da kenetledi, motive etti.
Takım olarak, kulüp olarak fazlaca hoş geçen yeni bir dönem sonunda gelen 2. Şampiyonluk, 3. Yıldız ve Avrupa başarılarımız tesadüf değildi. Hem Türkiye’de hem Avrupa’da anlattığımız epeyce hoş, epeyce özel bir öykümüz vardı. Oynarken keyif alıyorduk, keyif aldıkça daha güzel oynuyorduk.
İnsan ortasında yaşarken anlayamıyor kimi vakit birtakım anların birtakım vakit içinderın ne kadar özel olduğunu. Tahminen de bu niçinle o devirlerde yaşadığım mental ve fizikî yorgunluk ve baskıyla başa çıkarken zorlandım, yanlışlar yaptım. Artık dönüp düşününce hepsi hayat deneyimi oldu bana. Düştüm, kalktım, bocaladım. Ancak hepsinden öte Beşiktaş forması giydiğim her saniye çalışmaktan ve inanmaktan hiç vazgeçmedim.
10 sene, 5 kupa, 3 şampiyonluk… Binlerce an ve anı…
19 yaşında bir çocuk olarak kapısından girdiğim, anne sevgisi üzere karşılıksız sevdiğim kulübümden, Beşiktaş ailemden bugün 29 yaşında olgun bir insan olarak çıkıyorum.
beraber yaşadığımız ve birbirimize yaşattığımız bütün o özel hisler için fazlaca teşekkür ederim.”