RAM
New member
Ankara,Osman Kavala hakkında Avrupa Kurulu tarafınca başlatılan ihlal prosedürünün sonlanmasını istiyor. Türk hükümeti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının icrasını denetleyen Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesi’ne bu hafta ilettiği bir mektupla, 2 Şubat 2022 tarihinde AİHM’ye yapılan müracaat temelinde başlatılan ihlal prosedürünün geri çekilmesini istedi. Ankara, bu talebe münasebet olarak Osman Kavala’nın 25 Nisan 2022 tarihinden itibaren “tutuklu” değil “hükümlü” statüsünde olmasını gösterdi.
AİHM’nin Osman Kavala hakkında 10 Aralık 2019 tarihinde deklare ettiğı sonucun, tutukluluk şartlarıyla ilgili olduğunu belirten hükümet, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Seyahat Davası’nda 25 Nisan 2022 tarihinde deklare ettiğı kararla bir arada Kavala’nın “hükümlü” statüsüne geçtiğini ve bu durumun AİHM sonucu kapsamına girmediğini savundu. Ankara ayrıyeten, Kavala’nın 9 Mart 2020 tarihinden bu yana AİHM sonucuna temel oluşturmayan suçlamalar kapsamında tutuklu olduğu görüşünü ileri sürdü.
“AİHM sonucu haricinde”
Ankara, 10 Aralık 2019 tarihindeki AİHM sonucunın yerine getirildiği görüşünü savunup, Osman Kavala hakkında mahkumiyet sonucu daha sonrası başlayan tutukluluk sürecinin ihlal prosedürü kapsamına giremeyeceğini, çünkü bu mahkumiyet sonucunın AİHM tarafınca ele alınmadığı tezini öne sürüyor.
Bu bahiste karar verme ytesirinin yargı organlarına ilişkin olduğunu belirten Ankara, Türkiye’de iç hukuk yolları tamamlandıktan daha sonra Osman Kavala’nın AİHM’ye ek bir müracaatta bulunabileceğini söylüyor.
Bakanlar Komitesi’ne çağrı
Ankara, bu münasebetleri öne sürerek Bakanlar Komitesi’nden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) AİHM kararlarının bağlayıcılığı ve infazıyla ilgili 46’ncı unsuru temelinde başlatmış olduğu ihlal sürecine son vermesini istiyor. Bu sürecin devam ettirilmesinin, Kavala hakkındaki mahkumiyet sonucu daha sonrası tutukluluk devrinin “mahkeme sonucu olmaksızın hukuka muhalif bulunduğu manasına geleceğini” savunuyor. Bakanlar Komitesi’ne “kendisini Mahkeme yerine koymaması” davetinde bulunan Ankara, Osman Kavala’nın mevcut tutukluluk halinin “başka bir müracaata bahis olabileceği” görüşünü de lisana getirmekte.
Kavala’nın avukatlarından itiraz
Osman Kavala’nın avukatları ise hükümetin tezlerini reddediyor. Avukatlar, Bakanlar Komitesi’ne gönderdikleri dokümanda, Kavala’nın 10 Aralık 2019 tarihindeki AİHM sonucundan bu yana “keyfi ve berbat niyetli” formda mahpusta tutulduğunu belirterek, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25 Nisan 2022 tarihindeki ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası sonucunın AİHM’nin daha evvel inceleyip ihlal bulmadığı temele dayandığına işaret etti.
Osman KavalaFotoğraf: Kerem Uzel/dpa/picture alliance
AİHM, Kavala’nın “suç teşkil eden bir faaliyet içerisine girdiğini ortaya koyacak olgular, bilgi ya da delil olmaksızın, cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs hatasını işlediği tarafında makul bir kuşku doğamayacağı” ve Kavala’ya atfedilen aksiyonların, “cebir ve şiddet kullanarak hükümet aksisi bir ayaklanmayı organize ettiği ya da finanse ettiği tarafında kuşku oluşturacak yeterlilikte olmadığı” kararına varmıştı. Mahkeme, bu tespitler temelinde AİHS’nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5’inci unsurunun ihlaline hükmetmişti.
Avukatlar, ihlal prosedürü kapsamında AİHM’nin, “Kavala hakkında, kabahat işlediği tarafında makul bir kuşkunun olmadığı bir ortamda mahkumiyet sonucu verilmesi” konusunda da görüş belirtmesini istiyor.
AİHS ve Anayasa’nın 90’ıncı unsuru temelinde AİHM kararlarının Türk mahkemeleri için “bağlayıcı” olduğunu hatırlatan avukatlar, AİHM’nin Kavala sonucunın uygulatılması için Bakanlar Komitesi’ne “elindeki tüm yetkileri kullanımı” davetinde bulundu.
AİHM ihlal prosedürüyle ilgili görüşünü hangi tarihte açıklayacağı çabucak hemen bilinmiyor. AİHM, 10 Aralık 2019 tarihindeki Kavala sonucunın Türkiye tarafınca uygulanmadığı istikametinde görüş belirtirse, alınacak tedbir ya da yaptırımları değerlendirmesi için davayı Bakanlar Komitesi’ne gönderecek. sonucun uygulandığı tarafında görüş açıklaması halinde, dava, incelenmesine son verilmesi için Bakanlar Komitesi’ne iletilecek.
AİHM’nin Osman Kavala hakkında 10 Aralık 2019 tarihinde deklare ettiğı sonucun, tutukluluk şartlarıyla ilgili olduğunu belirten hükümet, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Seyahat Davası’nda 25 Nisan 2022 tarihinde deklare ettiğı kararla bir arada Kavala’nın “hükümlü” statüsüne geçtiğini ve bu durumun AİHM sonucu kapsamına girmediğini savundu. Ankara ayrıyeten, Kavala’nın 9 Mart 2020 tarihinden bu yana AİHM sonucuna temel oluşturmayan suçlamalar kapsamında tutuklu olduğu görüşünü ileri sürdü.
“AİHM sonucu haricinde”
Ankara, 10 Aralık 2019 tarihindeki AİHM sonucunın yerine getirildiği görüşünü savunup, Osman Kavala hakkında mahkumiyet sonucu daha sonrası başlayan tutukluluk sürecinin ihlal prosedürü kapsamına giremeyeceğini, çünkü bu mahkumiyet sonucunın AİHM tarafınca ele alınmadığı tezini öne sürüyor.
Bu bahiste karar verme ytesirinin yargı organlarına ilişkin olduğunu belirten Ankara, Türkiye’de iç hukuk yolları tamamlandıktan daha sonra Osman Kavala’nın AİHM’ye ek bir müracaatta bulunabileceğini söylüyor.
Bakanlar Komitesi’ne çağrı
Ankara, bu münasebetleri öne sürerek Bakanlar Komitesi’nden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) AİHM kararlarının bağlayıcılığı ve infazıyla ilgili 46’ncı unsuru temelinde başlatmış olduğu ihlal sürecine son vermesini istiyor. Bu sürecin devam ettirilmesinin, Kavala hakkındaki mahkumiyet sonucu daha sonrası tutukluluk devrinin “mahkeme sonucu olmaksızın hukuka muhalif bulunduğu manasına geleceğini” savunuyor. Bakanlar Komitesi’ne “kendisini Mahkeme yerine koymaması” davetinde bulunan Ankara, Osman Kavala’nın mevcut tutukluluk halinin “başka bir müracaata bahis olabileceği” görüşünü de lisana getirmekte.
Kavala’nın avukatlarından itiraz
Osman Kavala’nın avukatları ise hükümetin tezlerini reddediyor. Avukatlar, Bakanlar Komitesi’ne gönderdikleri dokümanda, Kavala’nın 10 Aralık 2019 tarihindeki AİHM sonucundan bu yana “keyfi ve berbat niyetli” formda mahpusta tutulduğunu belirterek, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25 Nisan 2022 tarihindeki ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası sonucunın AİHM’nin daha evvel inceleyip ihlal bulmadığı temele dayandığına işaret etti.
Osman KavalaFotoğraf: Kerem Uzel/dpa/picture alliance
AİHM, Kavala’nın “suç teşkil eden bir faaliyet içerisine girdiğini ortaya koyacak olgular, bilgi ya da delil olmaksızın, cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs hatasını işlediği tarafında makul bir kuşku doğamayacağı” ve Kavala’ya atfedilen aksiyonların, “cebir ve şiddet kullanarak hükümet aksisi bir ayaklanmayı organize ettiği ya da finanse ettiği tarafında kuşku oluşturacak yeterlilikte olmadığı” kararına varmıştı. Mahkeme, bu tespitler temelinde AİHS’nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5’inci unsurunun ihlaline hükmetmişti.
Avukatlar, ihlal prosedürü kapsamında AİHM’nin, “Kavala hakkında, kabahat işlediği tarafında makul bir kuşkunun olmadığı bir ortamda mahkumiyet sonucu verilmesi” konusunda da görüş belirtmesini istiyor.
AİHS ve Anayasa’nın 90’ıncı unsuru temelinde AİHM kararlarının Türk mahkemeleri için “bağlayıcı” olduğunu hatırlatan avukatlar, AİHM’nin Kavala sonucunın uygulatılması için Bakanlar Komitesi’ne “elindeki tüm yetkileri kullanımı” davetinde bulundu.
AİHM ihlal prosedürüyle ilgili görüşünü hangi tarihte açıklayacağı çabucak hemen bilinmiyor. AİHM, 10 Aralık 2019 tarihindeki Kavala sonucunın Türkiye tarafınca uygulanmadığı istikametinde görüş belirtirse, alınacak tedbir ya da yaptırımları değerlendirmesi için davayı Bakanlar Komitesi’ne gönderecek. sonucun uygulandığı tarafında görüş açıklaması halinde, dava, incelenmesine son verilmesi için Bakanlar Komitesi’ne iletilecek.