Professional
New member
KEMER DEĞİL ÜMÜĞÜ SIKMA: Türk Milleti, sıkıntı vakit içinderda kemer sıkmayı güzel bilir. Lakin bugün yaşadıklarımız, bir kemer sıkma siyaseti değil, adeta milletimizin ümüğünü sıkma siyasetidir. Üstelik doğal gaz yalnızca değerli değil, hem de ölçüsü da yetersiz. Biz şu an, akaryakıtı Taliban’ın Afganistan’ından, savaşın ortasındaki, Esad’ın Suriyesi’nden bile, daha değerliye kullanıyoruz. Ülkemizde, son bir sene içerisinde; akaryakıt fiyatları yüzde 134, mazot meblağları yüzde 159, LPG fiyatları da yüzde 143 arttı. Bir de utanmadan çıkıp ‘Domates tarlada 1 lira, markette niye 20 lira?’ diye nara atıyorlar.
UKRAYNA’NIN YÜREKLİ EVLATLARI: Ukrayna’nın bahadır evlatlarını hürmetle selamlıyorum. Ülkelerinin özgürlüğü ve egemenliği için vermiş oldukları savaşta, onlarla beraberyiz. Tarihin kırılma noktalarından birisine tanıklık ediyoruz. Bunun açık bir işgal ve darbe teşebbüsü olduğunu söylemek zorundayız. Zira, Rusya Devlet Lideri Putin, Ukrayna halkının iradesini tanımıyor. Siyasi egemenliğine hürmet duymuyor. Askeri yollarla, düpedüz vali atamaya çalışıyor. Şimdiye kadarki türlü şımarıklıkları, bir biçimde tolere edilen Putin, artık cüretinin boyutlarını ifşa etmiş bulunuyor..
VAKİT YAPTIRIM VAKTİ: Bu hal bize, 2. Dünya Savaşı daha sonrasında, Doğu Avrupa’yı adım adım denetimi altına alan, Stalin’i hatırlatıyor. Soğuk Savaş bitmiş oldukten daha sonra, artık geride, arkasına gizlenecek bir ideoloji de kalmadı. Lakin bu, Rus devletinin yayılmacılık tutkusunun bittiği manasına gelmiyor. Bu tutku, Putin ile bir arada bir daha dirilmiş durumda. Bu kere ise sosyalizm tabirlerinin yerini, Çarlık Rusya nostaljisi almış üzere görünüyor. Bu şımarıklığa, bu hırsa daha fazla müsaade veremeyiz. Başta Kırım’daki kardeşlerimiz olmak üzere, Putin’in zulmüne maruz kalan onca insanı, mukadderatlarına terk edemeyiz. Putin haddini aşmıştır. Vakit, boş laf değil, yaptırım vaktidir. Vakit, çekimser kalma değil, zalimin karşısında dik durma vaktidir. Rusya’nın bu durumu ortadayken, Türkiye’nin inançta olduğunu kim sav edebilir? Putin’in başındaki Rusya’nın eksik kesimlerinin, Kars, Erzurum ve Ardahan olmadığını, kim rahatlıkla söyleyebilir? Ortada, hayli açık bir gerçek duruyor..
Aklı başında beşerler tarafınca yönetilen her devlet, şayet bağımsızlığını ve egemenliğini, Rusya’ya karşı korumak istiyorsa, muhakkak adımlar atmalıdır. Lakin Türkiye, bu adımları atamayacak kadar, Rusya’ya bağımlı hale getirilmiştir.
UKRAYNA’NIN YÜREKLİ EVLATLARI: Ukrayna’nın bahadır evlatlarını hürmetle selamlıyorum. Ülkelerinin özgürlüğü ve egemenliği için vermiş oldukları savaşta, onlarla beraberyiz. Tarihin kırılma noktalarından birisine tanıklık ediyoruz. Bunun açık bir işgal ve darbe teşebbüsü olduğunu söylemek zorundayız. Zira, Rusya Devlet Lideri Putin, Ukrayna halkının iradesini tanımıyor. Siyasi egemenliğine hürmet duymuyor. Askeri yollarla, düpedüz vali atamaya çalışıyor. Şimdiye kadarki türlü şımarıklıkları, bir biçimde tolere edilen Putin, artık cüretinin boyutlarını ifşa etmiş bulunuyor..
VAKİT YAPTIRIM VAKTİ: Bu hal bize, 2. Dünya Savaşı daha sonrasında, Doğu Avrupa’yı adım adım denetimi altına alan, Stalin’i hatırlatıyor. Soğuk Savaş bitmiş oldukten daha sonra, artık geride, arkasına gizlenecek bir ideoloji de kalmadı. Lakin bu, Rus devletinin yayılmacılık tutkusunun bittiği manasına gelmiyor. Bu tutku, Putin ile bir arada bir daha dirilmiş durumda. Bu kere ise sosyalizm tabirlerinin yerini, Çarlık Rusya nostaljisi almış üzere görünüyor. Bu şımarıklığa, bu hırsa daha fazla müsaade veremeyiz. Başta Kırım’daki kardeşlerimiz olmak üzere, Putin’in zulmüne maruz kalan onca insanı, mukadderatlarına terk edemeyiz. Putin haddini aşmıştır. Vakit, boş laf değil, yaptırım vaktidir. Vakit, çekimser kalma değil, zalimin karşısında dik durma vaktidir. Rusya’nın bu durumu ortadayken, Türkiye’nin inançta olduğunu kim sav edebilir? Putin’in başındaki Rusya’nın eksik kesimlerinin, Kars, Erzurum ve Ardahan olmadığını, kim rahatlıkla söyleyebilir? Ortada, hayli açık bir gerçek duruyor..
Aklı başında beşerler tarafınca yönetilen her devlet, şayet bağımsızlığını ve egemenliğini, Rusya’ya karşı korumak istiyorsa, muhakkak adımlar atmalıdır. Lakin Türkiye, bu adımları atamayacak kadar, Rusya’ya bağımlı hale getirilmiştir.