Son gelen bilgiler ışığında ABD, Çin’e yönelik yaptırımlara devam edecek üzere görünüyor. Aktarılanlara bakılırsa her iki ülke içinde tarihî olarak yakın iş birliği görmüş bir alan olan biyoteknoloji, yeni yaptırımlar içinde yer alabilir.
The Washington Post’a bakılırsa ABD Ticaret Bakanlığı Sanayi ve Güvenlik Müsteşarı Alan Estevez’in radarında mümkün ek yaptırım ve ihracat denetimleri içinde kuantum hesaplama, biyoteknoloji ve yapay zeka yer alıyor.
Ancak bu yaptırım mümkünlüğü şimdiden uzmanlar tarafınca telaş ile karşılanmış durumda. Çünkü biyoteknoloji üzere yüksek teknoloji içeren sanayiler temelinde global çapta iştiraklere sahne oluyor. İklim siyasetleri ve sıhhat üzere alanlarda ülkeler birbirleriyle çalışmak zorunda. ötürüsıyla Çin’deki bilimsel ilerlemenin ABD’de hayat kurtarabileceğinin altı çiziliyor. Olası kısıtlamaların bu alanlardaki ilerlemelere önemli ziyan verebileceği aktarılmakta.
ABD kendi ayağına sıkabilir
Öte yandan kesimin globalleşmesi de daha fazla verimlilik ile sonuçlanmış biçimde. Halihazırda biyoteknoloji firmaları her iki tarafında imkanlarından yararlanmakta ve hem Çin’de birebir vakitte ABD’de varlıklarını sürdürüyorlar. Çin’de, araştırmalarını ilerletmek için büyük ölçüde hasta verisinden, süratli ve düşük maliyetli klinik deneylerden, mahallî vergi indirimlerinden, devlet fonlarından ve sübvansiyonlardan yararlanan biyoteknoloji şirketleri bununla birlikte, ülkenin Ar-Ge yeteneğinden yararlanmak ve FDA düzenleyici onayı ve ticarileştirilmesi için ABD’de faaliyetlerini sürdürüyorlar.
Bu bağlamda çeşitli örnekler bulunuyor. Örneğin, iğnesiz enjeksiyon aygıtı üreticisi NovaXS şirketinin merkezi ABD’de bulunsa da klinik deneyleri Çin’de yürütüyor. Benzeri biçimde Çin’in en hayli finanse edilen ilaç firması Xtalpi, Ar-Ge faaliyetlerinin merkezi olarak ABD’yi kullanıyor.
Ek olarak biyoteknoloji endüstrisi inanılmaz maliyetli ve temelinde verimsiz bir müddetç. Önde gelen biyoteknoloji şirketi Insilico’nun CEO’su Alex Zhavoronkov, araştırmaların karmaşık, bilinmeyen ve epey riskli bir müddetç olduğunu, bir ilacı piyasaya sürmek için 10-15 yıla, 2-3 milyar dolara gereksiniminiz olduğunu ve sürecin yüzde 95-99 oranında başarısızlıkla sonuçlandığını söz ediyor. ötürüsıyla biyoteknolojide memleketler arası iş birliğinin bu büyük risk ve maliyeti paylaşmanın kıymetli bir yolu olduğu aktarılıyor.
Özet olarak ABD’de 7 Ekim’de yürürlüğe giren en son kurallar, Çin’e gelişmiş bilgisayar çiplerinin ve bunları üretmek için gereken ekipmanın satışını kısıtlıyor. Bu kısıtlamaların yakın gelecekte artması çip krizine benzeri durumların yinedan yaşanmasına niye olabilir.
The Washington Post’a bakılırsa ABD Ticaret Bakanlığı Sanayi ve Güvenlik Müsteşarı Alan Estevez’in radarında mümkün ek yaptırım ve ihracat denetimleri içinde kuantum hesaplama, biyoteknoloji ve yapay zeka yer alıyor.
Ancak bu yaptırım mümkünlüğü şimdiden uzmanlar tarafınca telaş ile karşılanmış durumda. Çünkü biyoteknoloji üzere yüksek teknoloji içeren sanayiler temelinde global çapta iştiraklere sahne oluyor. İklim siyasetleri ve sıhhat üzere alanlarda ülkeler birbirleriyle çalışmak zorunda. ötürüsıyla Çin’deki bilimsel ilerlemenin ABD’de hayat kurtarabileceğinin altı çiziliyor. Olası kısıtlamaların bu alanlardaki ilerlemelere önemli ziyan verebileceği aktarılmakta.
ABD kendi ayağına sıkabilir
Öte yandan kesimin globalleşmesi de daha fazla verimlilik ile sonuçlanmış biçimde. Halihazırda biyoteknoloji firmaları her iki tarafında imkanlarından yararlanmakta ve hem Çin’de birebir vakitte ABD’de varlıklarını sürdürüyorlar. Çin’de, araştırmalarını ilerletmek için büyük ölçüde hasta verisinden, süratli ve düşük maliyetli klinik deneylerden, mahallî vergi indirimlerinden, devlet fonlarından ve sübvansiyonlardan yararlanan biyoteknoloji şirketleri bununla birlikte, ülkenin Ar-Ge yeteneğinden yararlanmak ve FDA düzenleyici onayı ve ticarileştirilmesi için ABD’de faaliyetlerini sürdürüyorlar.
Bu bağlamda çeşitli örnekler bulunuyor. Örneğin, iğnesiz enjeksiyon aygıtı üreticisi NovaXS şirketinin merkezi ABD’de bulunsa da klinik deneyleri Çin’de yürütüyor. Benzeri biçimde Çin’in en hayli finanse edilen ilaç firması Xtalpi, Ar-Ge faaliyetlerinin merkezi olarak ABD’yi kullanıyor.
Ek olarak biyoteknoloji endüstrisi inanılmaz maliyetli ve temelinde verimsiz bir müddetç. Önde gelen biyoteknoloji şirketi Insilico’nun CEO’su Alex Zhavoronkov, araştırmaların karmaşık, bilinmeyen ve epey riskli bir müddetç olduğunu, bir ilacı piyasaya sürmek için 10-15 yıla, 2-3 milyar dolara gereksiniminiz olduğunu ve sürecin yüzde 95-99 oranında başarısızlıkla sonuçlandığını söz ediyor. ötürüsıyla biyoteknolojide memleketler arası iş birliğinin bu büyük risk ve maliyeti paylaşmanın kıymetli bir yolu olduğu aktarılıyor.
Özet olarak ABD’de 7 Ekim’de yürürlüğe giren en son kurallar, Çin’e gelişmiş bilgisayar çiplerinin ve bunları üretmek için gereken ekipmanın satışını kısıtlıyor. Bu kısıtlamaların yakın gelecekte artması çip krizine benzeri durumların yinedan yaşanmasına niye olabilir.