Geçen dönemi şampiyon tamamlayan ve topluluğunu mutluluklara boğan Trabzonspor yeni dönemde inişli çıkışlı bir performans sergiliyordu. Bordo-Mavililer’de teknik yönetici Abdullah Avcı da tenkitlerin odağı olurken, UEFA Avrupa Ligi’nde bu akşam oynanacak Monaco müsabakası öncesinde deneyimli hocadan yazılı açıklama geldi.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Avcı, “Trabzonspor’a geldiğim birinci gün, en hayli istediğim şey, şampiyon olmaktı. Bu kentin de, bu kulübün de buna muhtaçlığı vardı. Bütün planlarımızı bu amaç üzerine kurduk. Uzun bir bekleyişten daha sonra ligi domine ederek gelen şampiyonluk, hepimizi memnun etti, coşkuyla kutlandı ve tarihteki yerini aldı.
Beni tanıyanlar bilir. Geçmişle övünmek vakit kaybıdır derim. Geçmişte kazandıklarımızı geleceğimize nasıl taşırız derseniz, işte bunu daha fazlaca önemserim.
Her dönem sonu, her ekipte birtakım değişiklikler olur. Bizde de oldu. Ancak bizdeki değişiklikler, geleceğin Trabzonspor’unu şekillendirmek için oldu. Bir daha sonraki dönemi değil, kadronun geleceğini düşünerek oldu. Dönemin birinci 10 haftasını değil, tamamını hedefleyerek oldu. Uzun yıllar daha sonra 1 defa şampiyon olmayı değil, her sene dorukta olmayı planlayarak oldu.
Önce zihinlerde, daha sonra alanda, hep tepede kalacak, kalıcı bir şampiyonluk kültürü yaratmak için oldu.
Ben ve takımım, elbet sayın liderimize ve idare heyeti üyelerimize (ve kalbimde hayli özel bir yeri olduğu için ismini söylemeden geçemem – Ertuğrul Doğan başkanımıza) epey şey borçluyuz. Büyük fedakarlık gösterdiler. Geçen dönem uzunluğu olduğu üzere, sabretmesi hiç de kolay olmayan bu sancılı dönüşüm sürecinde de bize inandılar. Trabzonspor’un bir daha şekillenme hayaline dayanak verdiler. Kendilerine, ve bu dönüşüm sürecini şuurla ve aklı selim ile fark eden, destekleyen herkese şükranlarımı sunuyorum.
Twitter hesabımı açtığım günden itibaren buraya bıraktığınız her kelimeyi önemsiyorum. Ben ve takımım yazdıklarınızı okuyoruz. Bu ekibe olan sevginize, desteğinize, yapan tenkitlerinize büyük hürmet duyduğum için, ve içinizde oyunu okuma yeteneği yüksek, bilinçili bir zümre olduğu için, bu mektubu birinci kere ve yalnızca buradan paylaşıyorum.
Ben bir profesyonelim. Bugün varım, yarın yokum. Her vakit her şeyi bildiğimi de tez etmiyorum. Lakin şunu biliyorum; Geleceğin Trabzonspor’u inşa ediliyor. (İyi niyetli olmayanlar, bu cümleye bakıp kadronun yaş ortalamasından bahsedebilir. Lakin siz her demecimi takip edenler, ne demek istediğimin farkındasınız) Bir bütün olarak bunu ne kadar süratli fark eder, kadronuza kayıtsız koşulsuz takviye olursanız, bu düş o kadar süratli gerçekleşecek.
İşte bu yüzden kimi şeyleri aracısız, kesintisiz, en yalın haliyle duyun, sıkıntılara dışarıdan değil içeriden bakın, bakış açınızı ve kalbinizi genişletin, bu kadroya, oyuncularına, idaresine, hedeflediklerine kayıtsız koşulsuz itimadın istiyorum.
Unutmayın. Biz ılık bir bahar rüzgarı olmak için gelmedik. Fırtına olup esmek için geldik. Bu gruba, bu toprağın çocuklarına, ailemizin her yeni evladına, anlık sonuçlara yenilmeden, bir bütün olarak itimadın, eskisinden daha epeyce inanın ve bunu onlara hissettirin.
Son olarak… Kasım ayına az kaldı. Sevgilerimle.” sözlerini kullandı.
İşte o mektup:
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Avcı, “Trabzonspor’a geldiğim birinci gün, en hayli istediğim şey, şampiyon olmaktı. Bu kentin de, bu kulübün de buna muhtaçlığı vardı. Bütün planlarımızı bu amaç üzerine kurduk. Uzun bir bekleyişten daha sonra ligi domine ederek gelen şampiyonluk, hepimizi memnun etti, coşkuyla kutlandı ve tarihteki yerini aldı.
Beni tanıyanlar bilir. Geçmişle övünmek vakit kaybıdır derim. Geçmişte kazandıklarımızı geleceğimize nasıl taşırız derseniz, işte bunu daha fazlaca önemserim.
Her dönem sonu, her ekipte birtakım değişiklikler olur. Bizde de oldu. Ancak bizdeki değişiklikler, geleceğin Trabzonspor’unu şekillendirmek için oldu. Bir daha sonraki dönemi değil, kadronun geleceğini düşünerek oldu. Dönemin birinci 10 haftasını değil, tamamını hedefleyerek oldu. Uzun yıllar daha sonra 1 defa şampiyon olmayı değil, her sene dorukta olmayı planlayarak oldu.
Önce zihinlerde, daha sonra alanda, hep tepede kalacak, kalıcı bir şampiyonluk kültürü yaratmak için oldu.
Ben ve takımım, elbet sayın liderimize ve idare heyeti üyelerimize (ve kalbimde hayli özel bir yeri olduğu için ismini söylemeden geçemem – Ertuğrul Doğan başkanımıza) epey şey borçluyuz. Büyük fedakarlık gösterdiler. Geçen dönem uzunluğu olduğu üzere, sabretmesi hiç de kolay olmayan bu sancılı dönüşüm sürecinde de bize inandılar. Trabzonspor’un bir daha şekillenme hayaline dayanak verdiler. Kendilerine, ve bu dönüşüm sürecini şuurla ve aklı selim ile fark eden, destekleyen herkese şükranlarımı sunuyorum.
Twitter hesabımı açtığım günden itibaren buraya bıraktığınız her kelimeyi önemsiyorum. Ben ve takımım yazdıklarınızı okuyoruz. Bu ekibe olan sevginize, desteğinize, yapan tenkitlerinize büyük hürmet duyduğum için, ve içinizde oyunu okuma yeteneği yüksek, bilinçili bir zümre olduğu için, bu mektubu birinci kere ve yalnızca buradan paylaşıyorum.
Ben bir profesyonelim. Bugün varım, yarın yokum. Her vakit her şeyi bildiğimi de tez etmiyorum. Lakin şunu biliyorum; Geleceğin Trabzonspor’u inşa ediliyor. (İyi niyetli olmayanlar, bu cümleye bakıp kadronun yaş ortalamasından bahsedebilir. Lakin siz her demecimi takip edenler, ne demek istediğimin farkındasınız) Bir bütün olarak bunu ne kadar süratli fark eder, kadronuza kayıtsız koşulsuz takviye olursanız, bu düş o kadar süratli gerçekleşecek.
İşte bu yüzden kimi şeyleri aracısız, kesintisiz, en yalın haliyle duyun, sıkıntılara dışarıdan değil içeriden bakın, bakış açınızı ve kalbinizi genişletin, bu kadroya, oyuncularına, idaresine, hedeflediklerine kayıtsız koşulsuz itimadın istiyorum.
Unutmayın. Biz ılık bir bahar rüzgarı olmak için gelmedik. Fırtına olup esmek için geldik. Bu gruba, bu toprağın çocuklarına, ailemizin her yeni evladına, anlık sonuçlara yenilmeden, bir bütün olarak itimadın, eskisinden daha epeyce inanın ve bunu onlara hissettirin.
Son olarak… Kasım ayına az kaldı. Sevgilerimle.” sözlerini kullandı.
İşte o mektup: