Sedat Peker‘in bugün Twitter’da yaptığı paylaşımlarla ortaya attığı tezlerin ortasındaki Mine Tozlu Sineren, katıldığı bir televizyon programında anlatılanları doğruladı. Mine Tozlu Sineren, yaşadıkları ile ilgili elinde Sedat Peker’den daha fazla evrak bulunduğunu söylemiş oldu.
“Bu mevzuda CİMER’den savcılığa kadar pek epeyce yere müracaatta bulundum” Mine Tozlu Sineren konun bilgilerina şu biçimde belirtti
‘Ben evrakımı içeri vermişim. Gidip de yalnızca bir lobicilik değil. Sermaye koyuyorum.
Sermaye artırımı fiktif argümanıyla reddediliyor. Bu fazlaca ağır bir itham. Bir kuzudan 3 post çıkarmak üzere bişi bu. Marka Yatırım Holding’in idare konseyi lideri olsam da bir yatırımcı olarak para koyuyorum. Ya parayı koyacaksın ya şirketi satın alacaksın diyorlar. Kendi projemi şirketleştiriyorum ve marka yatırım olarak bunu satın alıyorum. Ben birinci alarmı orada alıyorum. Ya parayı koyacaksın ya şirketi koyacaksın diyorlar. Tek bir soru sormadan evrak kapağı açılmadan benim sermaye artırımıma red geldi. Bu konularda bilgili Salih Orakçı ile dayanak olacağını belirtti.
SPK’da uzmanların bir aktifliği yok. SPK Lideri ve Konsey bunu onaylıyor. Salih Orakçı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü yapmış birisi. Salih Orakçı ile bir iştirak yaptık. Kendisi bu meseleleri çözeceğini söylemiş oldu.
Ben bürokraside işlerin nasıl yürütüleceğini bilmediğim için Salih Bey’den danışmanlık aldık.
Sedat beyefendisi evvelden tanırım ve bu ayrıntıları nereden aldığını bilmiyorum. Tanışıklığımız var fakat yakınlığımız yoktur. İş bağlantımız yoktur. Bugün epey şaşırdım bu ayrıntıları nereden aldığını bilmiyorum.
Bu hususta CİMER’den savcılığa kadar pek epey yere müracaatta bulundum.
Bunu yinedan kendi şirketimi almamam gerektiğini söyleniyor. Ben orada bir otobüs şirketine Adana’da otobüs firmalarını satın alıyorum. Önder Adana ve Yeni Adana… Şirketin kredi borçları, SGK ve vergi borçları var. Bu yatırımı geri döndüreceğimi düşünerek yatırım yapıyorum. Borçları yapılandırarak işletmeye başlıyorum. Şirketi aldıktan daha sonra altından bir yer altı kümesi çıktı. Şirketi alırken 21 milyon TL lik borç 80 Milyon TL’ye çıktı.
İmzalarımızı taklit ederek bize haciz düzenledik. 21 milyonluk borcunu devraldığımız bir şirket için niye senet vereceğiz. Senetlerin jandarma kriminale gitmesi gerekti. Bu senede karşılık biz ne aldık. Ortada bir alım satım yok ve bir senet var.
Adana organize şubesinin de sayesinde bunum yapan şebeke tutuklandı.’
“Oradan ağlayarak ayrıldım” Mine Tozlu Sineren, eski SPK Lideri Ali Fuat Taşkesenoğlu, kardeşi AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenoğlu ile görüşmesini anlattı.
‘Ali Fuat beyefendi SPK Lideri olduğunda özel kalemini arattırarak randevu talebinde bulundum. Aylar uzunluğu bana geri dönmedi. Ortaya giren bireyler beni Zehra Taşkesenlioğlu ile irtibat kurmamı söylemiş olduler. Erzurum’a gittik. Seçim devri dediller ve bizi Hınıs köyüne çağırdılar. Ben de bir şirketin idare şurası lideriyim. Akşam bir kahvehanede görüşmemizi yaptık. Kendisi ‘bu mevzuyu ağabeyime ileteceğim’ dedi. Oradan ağlayarak ayrıldım. Bir SPK lideri ile görüşmek için Erzurum’un Hınıs Köyünde ne işim var, niye Zehra hanım ile niye görüşüyorum. Ben bir umutla gidiyorum oraya. Buna hiç mana veremedim.
Beni bir danışmanlık bir şirketine yönlendirdiler. Oradaki herkes o lobiyi biliyor. Taşkesenlioğlu ile oraya yönlendirildim. Tarhanoğlu ile konuştum işlerimin halledilmesi için ona para vermem gerektiğini söylemiş oldu ve ben de ona ‘Rüşvet vermem’ dedim. Zira şirketin kasasına para koymak istiyorum. Sermaya artırımına katılmak üzere bir durumum yok. Burada halk ve şirket kazanacak. ‘Burada para vermezsen bu işler olmaz’ denildi. Ankara’da dönen muhabbetler ‘Ona gidersen daha epey ödersin buna gidersen daha daha ödersin’ denildi.
Para veremeyeceğimi söyleyince görüşmeler kesildi. Para verilmeyince diyalog kapandı. Şirketimde para bile olsa oradan hiç kimseye 1 kuruş bile veremem. O para benim param değil.’
“Benim elimdeki evraklar Sedat beyefendiden daha fazla” Mine Tozlu Sineren, Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile görüşmesini de anlattı.
‘Zeynep Aşkın Korkmaz şirketimize ziyan verip Kanada’ya gitti. Beni itibarsızlaştırmak için çalışmalar yapıldı.
Benim elimdeki evraklar Sedat beyefendiden daha fazla. Sedat beyefendi bu evraklara nasıl ulaştı bilgim yok. SPK’yı ben mahkemeye verdim.
SPK’nın sonucunda işverenin ceza alması sebep gösterildi. Lakin benim üzere işverenleri ceza alan şirketlerin sermaye artırılması yapıldı. Burada bu kararlarla ilgili imzası olanlarla ilgili hata duyurusunda bulundum. Kurumla benim problemim yok.
vakalardan daha sonra Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile görüştüm. O dedi ki “bana aracılarla geldiniz”
Aracı dediği kendi kız kardeşi. Ben aracılarla o parayı versem görüşürdüm. O parayı vermedim sizle görüşemedim dedim. Kendisi de o şahıslarla 1.5 yıldır görüşmüyorum dedi. Ben de ceza alalı 2 yıl olduğunu belirttim.’
“Bu mevzuda CİMER’den savcılığa kadar pek epeyce yere müracaatta bulundum” Mine Tozlu Sineren konun bilgilerina şu biçimde belirtti
‘Ben evrakımı içeri vermişim. Gidip de yalnızca bir lobicilik değil. Sermaye koyuyorum.
Sermaye artırımı fiktif argümanıyla reddediliyor. Bu fazlaca ağır bir itham. Bir kuzudan 3 post çıkarmak üzere bişi bu. Marka Yatırım Holding’in idare konseyi lideri olsam da bir yatırımcı olarak para koyuyorum. Ya parayı koyacaksın ya şirketi satın alacaksın diyorlar. Kendi projemi şirketleştiriyorum ve marka yatırım olarak bunu satın alıyorum. Ben birinci alarmı orada alıyorum. Ya parayı koyacaksın ya şirketi koyacaksın diyorlar. Tek bir soru sormadan evrak kapağı açılmadan benim sermaye artırımıma red geldi. Bu konularda bilgili Salih Orakçı ile dayanak olacağını belirtti.
SPK’da uzmanların bir aktifliği yok. SPK Lideri ve Konsey bunu onaylıyor. Salih Orakçı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü yapmış birisi. Salih Orakçı ile bir iştirak yaptık. Kendisi bu meseleleri çözeceğini söylemiş oldu.
Ben bürokraside işlerin nasıl yürütüleceğini bilmediğim için Salih Bey’den danışmanlık aldık.
Sedat beyefendisi evvelden tanırım ve bu ayrıntıları nereden aldığını bilmiyorum. Tanışıklığımız var fakat yakınlığımız yoktur. İş bağlantımız yoktur. Bugün epey şaşırdım bu ayrıntıları nereden aldığını bilmiyorum.
Bu hususta CİMER’den savcılığa kadar pek epey yere müracaatta bulundum.
Bunu yinedan kendi şirketimi almamam gerektiğini söyleniyor. Ben orada bir otobüs şirketine Adana’da otobüs firmalarını satın alıyorum. Önder Adana ve Yeni Adana… Şirketin kredi borçları, SGK ve vergi borçları var. Bu yatırımı geri döndüreceğimi düşünerek yatırım yapıyorum. Borçları yapılandırarak işletmeye başlıyorum. Şirketi aldıktan daha sonra altından bir yer altı kümesi çıktı. Şirketi alırken 21 milyon TL lik borç 80 Milyon TL’ye çıktı.
İmzalarımızı taklit ederek bize haciz düzenledik. 21 milyonluk borcunu devraldığımız bir şirket için niye senet vereceğiz. Senetlerin jandarma kriminale gitmesi gerekti. Bu senede karşılık biz ne aldık. Ortada bir alım satım yok ve bir senet var.
Adana organize şubesinin de sayesinde bunum yapan şebeke tutuklandı.’
“Oradan ağlayarak ayrıldım” Mine Tozlu Sineren, eski SPK Lideri Ali Fuat Taşkesenoğlu, kardeşi AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenoğlu ile görüşmesini anlattı.
‘Ali Fuat beyefendi SPK Lideri olduğunda özel kalemini arattırarak randevu talebinde bulundum. Aylar uzunluğu bana geri dönmedi. Ortaya giren bireyler beni Zehra Taşkesenlioğlu ile irtibat kurmamı söylemiş olduler. Erzurum’a gittik. Seçim devri dediller ve bizi Hınıs köyüne çağırdılar. Ben de bir şirketin idare şurası lideriyim. Akşam bir kahvehanede görüşmemizi yaptık. Kendisi ‘bu mevzuyu ağabeyime ileteceğim’ dedi. Oradan ağlayarak ayrıldım. Bir SPK lideri ile görüşmek için Erzurum’un Hınıs Köyünde ne işim var, niye Zehra hanım ile niye görüşüyorum. Ben bir umutla gidiyorum oraya. Buna hiç mana veremedim.
Beni bir danışmanlık bir şirketine yönlendirdiler. Oradaki herkes o lobiyi biliyor. Taşkesenlioğlu ile oraya yönlendirildim. Tarhanoğlu ile konuştum işlerimin halledilmesi için ona para vermem gerektiğini söylemiş oldu ve ben de ona ‘Rüşvet vermem’ dedim. Zira şirketin kasasına para koymak istiyorum. Sermaya artırımına katılmak üzere bir durumum yok. Burada halk ve şirket kazanacak. ‘Burada para vermezsen bu işler olmaz’ denildi. Ankara’da dönen muhabbetler ‘Ona gidersen daha epey ödersin buna gidersen daha daha ödersin’ denildi.
Para veremeyeceğimi söyleyince görüşmeler kesildi. Para verilmeyince diyalog kapandı. Şirketimde para bile olsa oradan hiç kimseye 1 kuruş bile veremem. O para benim param değil.’
“Benim elimdeki evraklar Sedat beyefendiden daha fazla” Mine Tozlu Sineren, Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile görüşmesini de anlattı.
‘Zeynep Aşkın Korkmaz şirketimize ziyan verip Kanada’ya gitti. Beni itibarsızlaştırmak için çalışmalar yapıldı.
Benim elimdeki evraklar Sedat beyefendiden daha fazla. Sedat beyefendi bu evraklara nasıl ulaştı bilgim yok. SPK’yı ben mahkemeye verdim.
SPK’nın sonucunda işverenin ceza alması sebep gösterildi. Lakin benim üzere işverenleri ceza alan şirketlerin sermaye artırılması yapıldı. Burada bu kararlarla ilgili imzası olanlarla ilgili hata duyurusunda bulundum. Kurumla benim problemim yok.
vakalardan daha sonra Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile görüştüm. O dedi ki “bana aracılarla geldiniz”
Aracı dediği kendi kız kardeşi. Ben aracılarla o parayı versem görüşürdüm. O parayı vermedim sizle görüşemedim dedim. Kendisi de o şahıslarla 1.5 yıldır görüşmüyorum dedi. Ben de ceza alalı 2 yıl olduğunu belirttim.’