CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘baskın’ olarak yorumlanan SADAT ziyareti ve kullandığı sert tabirlerin akabinde SADAT’tan ve hizmet aldığı hukuk ofisinden birer açıklama geldi.
Kılıçdaroğlu bugün öğlenden daha sonra sürpriz bir biçimde SADAT’ın İstanbul Beylikdüzü’ndeki merkezinin önüne giderek bir açıklama yapmıştı.
Kılıçdaroğlu, SADAT için ‘Burası terörist yetiştiren bir kurumdur’ derken seçim güvenliği ile ilgili kimi telaşlarını lisana getirmişti.
“SADAT ne bir paramiliter ordudur ne de milis gücü yetiştirir”
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının akabinde SADAT ismine iki başka açıklama yapıldı.
SADAT İdare Şurası Başkanı Melih Tanrıverdi imzasıyla yapılan birinci açıklamada ‘İnternet köşelerinde çapulsuz ve okyanus ötesinden talimat alarak yayınlanan mesnetsiz ve provakatif tezlere, Ana muhalefet partisi önderinin de sahiplenmesini manidar bulmaktayız’ denildi.
Açıklamada ayrıyeten ‘SADAT’ın yaklaşan genel seçimlerle ilişkilendirilmesi ise seçim güvenliğine gölge düşürme uğraşından ibarettir’ savında bulunuldu.
Açıklamanın tamamı şu biçimde:
‘SADAT, Türk Ticaret Kanunu’na alışılmış olarak faaliyetini sürdüren ticari bir şirkettir. SADAT kurulduğu tarihten bu yana bir epeyce kere niyetli iftiralarla hakkında şaibe oluşturma gayretleriyle karşı karşıya kalmış; lakin sıklıkla tartışmanın tarafı olmaktan kaçınarak çalışmalarına odaklanmıştır. SADAT ne bir paramiliter ordudur ne de milis gücü yetiştirir. SADAT’ın çatışma bölgelerinde rastgele bir faaliyeti de bulunmamaktadır. SADAT’ın Suriye iç savaşıyla ya da Suriye’den Türkiye’ye iltica eden sığınmacılarla hiç bir ilgisi bulunmamaktadır.
Hakkımızda yapılan mesnetsiz argümanlarla ilgili kamuoyuna tekraren açıklamalarda bulunduk. İnternet sitemizde ve toplumsal medya hesaplarımızda şeffaflıkla yer alan tüm açıklamalarımıza karşın; internet köşelerinde çapulsuz ve okyanus ötesinden talimat alarak yayınlanan mesnetsiz ve provakatif tezlere, Ana muhalefet partisi başkanının de sahiplenmesini manidar bulmaktayız.
SADAT’ın yaklaşan genel seçimlerle ilişkilendirilmesi ise seçim güvenliğine gölge düşürme uğraşından ibarettir. Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanlığı koltuğunda oturan bir şahıs, bir ticari şirketi kamuoyu nezdinde gaye göstermiş ve terörle yaftalamıştır. Bu açıkça ortaya koymaktadır ki Ana Muhalefet başkanı en temel üniversal hukuk prensiplerinden nasibini almamıştır. Ana Muhalefet önderi, karşısına aldığı yapının bir siyasi parti değil, bir ticari şirket olduğunun farkında değildir. Bir şirket ve yöneticileri, Ana Muhalefet önderi tarafınca hücumların gayesi haline getirilmiştir. Kendisinin bundan daha sonra da öteki bir vatandaşı yahut şirketi de en ufak bir desteği olmaksızın gaye haline getirmeyeceğinin garantisi var mıdır? Kılıçdaroğlu toplumun kalabalık bir kısmını siyaseten temsil ettiğinin ve bu kısmı toplumun öteki bir kısmına karşı kışkırttığının farkında mıdır? Ana muhalefet önderi, siyasi menfaatleri için rastgele bir özel şirkete ve bireye iftira atmaktan çekinmeyeceğini açık biçimde ortaya koymuştur.
hiç bir Türk Vatandaşının konutu yahut işyeri, Ana Muhalefet Partisi başkanının taşkınlık yaparak zorla girebileceği yerler değildir. Şirketimize gerçekleştirilen akınlara karşı bugüne dek avukatlarımız tarafınca hukuksal süreç kararlılıkla yürütülmekte ve bundan daha sonra da kararlılıkla yürütülecektir. Kamuoyunun bilgisine sunarız.’
“Suç duyurusunda bulunulacak”
SADAT adına Saran & Ceran Hukuk Ofisi’nden yapılan açıklamada ise Kılıçdaroğlu hakkında kabahat duyurusunda bulunulacağı ve tazminat davası açılacağı açıklandı.
Açıklamada özetle şunlar kaydedildi:
‘Cumhuriyet Halk Partisi Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve birlikteindeki heyetin müvekkilimiz SADAT Uluslar Ortası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Beylikdüzü’ndeki merkezine gerçekleştirdiği hukuksuz baskını şaşkınlıkla öğrendik. Bir ticari şirketin bir siyasi parti başkanı ve milletvekilleri tarafınca basılması, Türk Siyasi Tarihi’ne kara leke olarak geçmiştir. Madem ki CHP Genel Başkanı’nın bu biçimde bir savı vardır bu biçimde bu tezini ispat yükü sırtına yüklenmiştir. Tüm bu hukuka karşıt hareketler sebebiyle tarafımızca Cumhuriyet Başsavcılığı’na cürüm duyurusunda bulunulacak ve hukuk mahkemelerinde tazminat davası açılacaktır.’
Kılıçdaroğlu bugün öğlenden daha sonra sürpriz bir biçimde SADAT’ın İstanbul Beylikdüzü’ndeki merkezinin önüne giderek bir açıklama yapmıştı.
Kılıçdaroğlu, SADAT için ‘Burası terörist yetiştiren bir kurumdur’ derken seçim güvenliği ile ilgili kimi telaşlarını lisana getirmişti.
“SADAT ne bir paramiliter ordudur ne de milis gücü yetiştirir”
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının akabinde SADAT ismine iki başka açıklama yapıldı.
SADAT İdare Şurası Başkanı Melih Tanrıverdi imzasıyla yapılan birinci açıklamada ‘İnternet köşelerinde çapulsuz ve okyanus ötesinden talimat alarak yayınlanan mesnetsiz ve provakatif tezlere, Ana muhalefet partisi önderinin de sahiplenmesini manidar bulmaktayız’ denildi.
Açıklamada ayrıyeten ‘SADAT’ın yaklaşan genel seçimlerle ilişkilendirilmesi ise seçim güvenliğine gölge düşürme uğraşından ibarettir’ savında bulunuldu.
Açıklamanın tamamı şu biçimde:
‘SADAT, Türk Ticaret Kanunu’na alışılmış olarak faaliyetini sürdüren ticari bir şirkettir. SADAT kurulduğu tarihten bu yana bir epeyce kere niyetli iftiralarla hakkında şaibe oluşturma gayretleriyle karşı karşıya kalmış; lakin sıklıkla tartışmanın tarafı olmaktan kaçınarak çalışmalarına odaklanmıştır. SADAT ne bir paramiliter ordudur ne de milis gücü yetiştirir. SADAT’ın çatışma bölgelerinde rastgele bir faaliyeti de bulunmamaktadır. SADAT’ın Suriye iç savaşıyla ya da Suriye’den Türkiye’ye iltica eden sığınmacılarla hiç bir ilgisi bulunmamaktadır.
Hakkımızda yapılan mesnetsiz argümanlarla ilgili kamuoyuna tekraren açıklamalarda bulunduk. İnternet sitemizde ve toplumsal medya hesaplarımızda şeffaflıkla yer alan tüm açıklamalarımıza karşın; internet köşelerinde çapulsuz ve okyanus ötesinden talimat alarak yayınlanan mesnetsiz ve provakatif tezlere, Ana muhalefet partisi başkanının de sahiplenmesini manidar bulmaktayız.
SADAT’ın yaklaşan genel seçimlerle ilişkilendirilmesi ise seçim güvenliğine gölge düşürme uğraşından ibarettir. Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanlığı koltuğunda oturan bir şahıs, bir ticari şirketi kamuoyu nezdinde gaye göstermiş ve terörle yaftalamıştır. Bu açıkça ortaya koymaktadır ki Ana Muhalefet başkanı en temel üniversal hukuk prensiplerinden nasibini almamıştır. Ana Muhalefet önderi, karşısına aldığı yapının bir siyasi parti değil, bir ticari şirket olduğunun farkında değildir. Bir şirket ve yöneticileri, Ana Muhalefet önderi tarafınca hücumların gayesi haline getirilmiştir. Kendisinin bundan daha sonra da öteki bir vatandaşı yahut şirketi de en ufak bir desteği olmaksızın gaye haline getirmeyeceğinin garantisi var mıdır? Kılıçdaroğlu toplumun kalabalık bir kısmını siyaseten temsil ettiğinin ve bu kısmı toplumun öteki bir kısmına karşı kışkırttığının farkında mıdır? Ana muhalefet önderi, siyasi menfaatleri için rastgele bir özel şirkete ve bireye iftira atmaktan çekinmeyeceğini açık biçimde ortaya koymuştur.
hiç bir Türk Vatandaşının konutu yahut işyeri, Ana Muhalefet Partisi başkanının taşkınlık yaparak zorla girebileceği yerler değildir. Şirketimize gerçekleştirilen akınlara karşı bugüne dek avukatlarımız tarafınca hukuksal süreç kararlılıkla yürütülmekte ve bundan daha sonra da kararlılıkla yürütülecektir. Kamuoyunun bilgisine sunarız.’
“Suç duyurusunda bulunulacak”
SADAT adına Saran & Ceran Hukuk Ofisi’nden yapılan açıklamada ise Kılıçdaroğlu hakkında kabahat duyurusunda bulunulacağı ve tazminat davası açılacağı açıklandı.
Açıklamada özetle şunlar kaydedildi:
‘Cumhuriyet Halk Partisi Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve birlikteindeki heyetin müvekkilimiz SADAT Uluslar Ortası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Beylikdüzü’ndeki merkezine gerçekleştirdiği hukuksuz baskını şaşkınlıkla öğrendik. Bir ticari şirketin bir siyasi parti başkanı ve milletvekilleri tarafınca basılması, Türk Siyasi Tarihi’ne kara leke olarak geçmiştir. Madem ki CHP Genel Başkanı’nın bu biçimde bir savı vardır bu biçimde bu tezini ispat yükü sırtına yüklenmiştir. Tüm bu hukuka karşıt hareketler sebebiyle tarafımızca Cumhuriyet Başsavcılığı’na cürüm duyurusunda bulunulacak ve hukuk mahkemelerinde tazminat davası açılacaktır.’