Ordu’nun Fatsa ilçesinde staj yapan 15 yaşındaki lise öğrencisi S.T., çalıştığı yerin siparişleri için gittiği çiçekçide cinsel istismara uğradı. S.T.’nin durumundan şüphelenen rehberlik öğretmeni, cinsel istismarı ortaya çıkardı. Gözaltına alınan 34 yaşındaki A.T., ‘delil yetersizliği’ sebebi öne sürülerek isimli denetim kaidesi ile özgür bırakıldı. S.T., ‘Günlerdir dışarı çıkamıyorum” diyerek karara isyan etti.
‘Beynim durdu ve ne yağacağımı bilemedim. O an çaresiz hissettim’
Bir iş yerinde staj yapan lise 2’nci sınıf öğrencisi S.T., 6 Ekim’de çalıştığı yerin siparişleri için çiçekçiye gitti. Argümana göre S.T. burada dükkan sahibi A.T’nin evvel kelamlı tacizine uğradı. A.T. sonrasındasında art odaya çağırdığı S.T’ye sarılarak öpmeye çalıştı. Korkup, dışarı çıkan S.T. yardım için bir arkadaşını aradı. Bu sırada A.T. olayın duyulmaması için S.T’yi tehdit etti.
Ertesi gün okula giden S.T’nin davranışlarından şüphelenen rehberlik öğretmeni, ne olduğunu sordu. S.T. de çiçekçide A.T’nin kendisine yönelik cinsel hareketini anlattı. Öğretmen, durumu aileye bildirdi. S.T’nin ailesi de polise giderek, şikayetçi oldu. Şikayet daha sonrası gözaltına alınan A.T., tabirinde suçlamaları kabul etmedi. ‘Cinsel istismar’ iddiasıyla adliyeye sevk edilen A.T. hakimlikçe ‘delil’ yetersizliği sebebi öne sürülerek isimli denetim kuralıyla özgür bırakıldı. Çiçekçiye giden S.T’nin yakınları, karara reaksiyon gösterdi.
S.T., kuşkulu A.T’nin çiçekçi dükkanında yanına oturduğunu belirterek, ‘Etiketlediğim çikolataları tepsiye diziyordu. Bu sırada, ‘Ellerin epeyce güzel’ diyerek, bana kelamlı tacizde bulunmaya çalıştı. O sırada reaksiyon veremedim. İşim bittikten daha sonra, ‘Bitti mi?’ diye sordum. Lakin işin bitmediğini, yalnızca tepsinin kaldığı ve onu alıp iş yerine o denli gitmemi söylemiş oldu. sonrasındasında art taraftaki odaya beni çağırdı, içeriye girdim, kapıya yakın bir yerde bekledi. Bana sarılıp, öpmeye çalıştı. Kendisine hakikat çekmeye çalışıp, yanağıma yaklaştı. daha sonrasında korktuğumu muhakkak etmeden ayrılmaya çalıştım. Telefonumu elime alıp, arkadaşımı aradım. 6 saniye arayıp, kapatıyorum. Bu sırada başını çıkartıp, ‘Beni mi şikayet ediyorsun’ dedi. O an epeyce korktum, elim ayağım titremeye başladı. Bacaklarım tutmuyor, yürüyemiyordum. Beynim durdu ve ne yağacağımı bilemedim. O an çaresiz hissettim’ dedi.
‘Gözümü kapattığım anda, o anı tekrar yaşıyorum’
Şüpheli A.T.’nin kendisini tehdit ettiğini belirten S.T., ‘Beni, ‘Yaşadıklarımız ortamızda kalacak’ diyerek, tehdit etti. Birine anlatmam halinde ailemin beni okuldan alabileceğini ve babama ziyan verebileceği tarafında tehditler etti’ diye konuştu.
Günlerce dışarı çıkamadığını tabir eden S.T. ‘O gece yemek yiyemedim ve uyuyamadım. Gözümü kapattığım anda, o anı tekrar yaşıyorum. Hala da o denli. Okula gittiğimde rehber öğretmenimiz ağladığımı gördüğünde ne olduğunu sordu. Kendisine durumu anlattım. Şu anda fazlaca korkuyorum. Günlerdir dışarı çıkamıyorum. Ceza alması için bana tecavüz edilmesi ya da benim öldürülmem mi gerekiyordu? Ceza alması için başıma demek ki; büyük bir şey gelmesi gerekiyor. Erken tedbir aldığım için hatalı ben mi oluyorum?’ dedi.
Anne Zeliha T. de kuşkulu A.T’nin tutuklanmasını isteyerek, ‘bu biçimde bir sapık nasıl dışarıda gezebilir? Anlamıyorum. Çocuğuma tecavüz edip, öldürmesi mi gerekiyordu, devletin bu biçimde olunca mı tutuklaması gerekiyordu? Ne yapmaya çalıştıklarını çözemedim. Bu diğer bir çocuğun başına gelebilirdi. Çocuğumun yaşadıklarını duyduktan daha sonra ne geceleri uyuyabiliyorum, ne yemek yiyebiliyorum. Daima beynimde kuruyorum. Çocuğuma farklı bir şey olsaydı; ne olurdu? O şahsı tanımıyorum, hasımlığım de yok. O günleri hala yaşıyorum. Öbür birilerinin canının yanmaması için bu kişinin tutuklanmasını istiyorum. Kendisine iftira attığımızı söylemiş. Bizim onunla ne alıp, veremediğimiz var da iftira atalım. Tanımadığım birisi’ dedi.
‘Beynim durdu ve ne yağacağımı bilemedim. O an çaresiz hissettim’
Bir iş yerinde staj yapan lise 2’nci sınıf öğrencisi S.T., 6 Ekim’de çalıştığı yerin siparişleri için çiçekçiye gitti. Argümana göre S.T. burada dükkan sahibi A.T’nin evvel kelamlı tacizine uğradı. A.T. sonrasındasında art odaya çağırdığı S.T’ye sarılarak öpmeye çalıştı. Korkup, dışarı çıkan S.T. yardım için bir arkadaşını aradı. Bu sırada A.T. olayın duyulmaması için S.T’yi tehdit etti.
Ertesi gün okula giden S.T’nin davranışlarından şüphelenen rehberlik öğretmeni, ne olduğunu sordu. S.T. de çiçekçide A.T’nin kendisine yönelik cinsel hareketini anlattı. Öğretmen, durumu aileye bildirdi. S.T’nin ailesi de polise giderek, şikayetçi oldu. Şikayet daha sonrası gözaltına alınan A.T., tabirinde suçlamaları kabul etmedi. ‘Cinsel istismar’ iddiasıyla adliyeye sevk edilen A.T. hakimlikçe ‘delil’ yetersizliği sebebi öne sürülerek isimli denetim kuralıyla özgür bırakıldı. Çiçekçiye giden S.T’nin yakınları, karara reaksiyon gösterdi.
S.T., kuşkulu A.T’nin çiçekçi dükkanında yanına oturduğunu belirterek, ‘Etiketlediğim çikolataları tepsiye diziyordu. Bu sırada, ‘Ellerin epeyce güzel’ diyerek, bana kelamlı tacizde bulunmaya çalıştı. O sırada reaksiyon veremedim. İşim bittikten daha sonra, ‘Bitti mi?’ diye sordum. Lakin işin bitmediğini, yalnızca tepsinin kaldığı ve onu alıp iş yerine o denli gitmemi söylemiş oldu. sonrasındasında art taraftaki odaya beni çağırdı, içeriye girdim, kapıya yakın bir yerde bekledi. Bana sarılıp, öpmeye çalıştı. Kendisine hakikat çekmeye çalışıp, yanağıma yaklaştı. daha sonrasında korktuğumu muhakkak etmeden ayrılmaya çalıştım. Telefonumu elime alıp, arkadaşımı aradım. 6 saniye arayıp, kapatıyorum. Bu sırada başını çıkartıp, ‘Beni mi şikayet ediyorsun’ dedi. O an epeyce korktum, elim ayağım titremeye başladı. Bacaklarım tutmuyor, yürüyemiyordum. Beynim durdu ve ne yağacağımı bilemedim. O an çaresiz hissettim’ dedi.
‘Gözümü kapattığım anda, o anı tekrar yaşıyorum’
Şüpheli A.T.’nin kendisini tehdit ettiğini belirten S.T., ‘Beni, ‘Yaşadıklarımız ortamızda kalacak’ diyerek, tehdit etti. Birine anlatmam halinde ailemin beni okuldan alabileceğini ve babama ziyan verebileceği tarafında tehditler etti’ diye konuştu.
Günlerce dışarı çıkamadığını tabir eden S.T. ‘O gece yemek yiyemedim ve uyuyamadım. Gözümü kapattığım anda, o anı tekrar yaşıyorum. Hala da o denli. Okula gittiğimde rehber öğretmenimiz ağladığımı gördüğünde ne olduğunu sordu. Kendisine durumu anlattım. Şu anda fazlaca korkuyorum. Günlerdir dışarı çıkamıyorum. Ceza alması için bana tecavüz edilmesi ya da benim öldürülmem mi gerekiyordu? Ceza alması için başıma demek ki; büyük bir şey gelmesi gerekiyor. Erken tedbir aldığım için hatalı ben mi oluyorum?’ dedi.
Anne Zeliha T. de kuşkulu A.T’nin tutuklanmasını isteyerek, ‘bu biçimde bir sapık nasıl dışarıda gezebilir? Anlamıyorum. Çocuğuma tecavüz edip, öldürmesi mi gerekiyordu, devletin bu biçimde olunca mı tutuklaması gerekiyordu? Ne yapmaya çalıştıklarını çözemedim. Bu diğer bir çocuğun başına gelebilirdi. Çocuğumun yaşadıklarını duyduktan daha sonra ne geceleri uyuyabiliyorum, ne yemek yiyebiliyorum. Daima beynimde kuruyorum. Çocuğuma farklı bir şey olsaydı; ne olurdu? O şahsı tanımıyorum, hasımlığım de yok. O günleri hala yaşıyorum. Öbür birilerinin canının yanmaması için bu kişinin tutuklanmasını istiyorum. Kendisine iftira attığımızı söylemiş. Bizim onunla ne alıp, veremediğimiz var da iftira atalım. Tanımadığım birisi’ dedi.