Professional
New member
MEHTAP GÖKDEMİR Ankara – CHP Genel Lider Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’nin uyumuyla 8 Ekim 2021’de İstanbul’da gerçekleştirilen Türkiye Kültür Stratejisi Forumu’na kültür ve sanat dünyasının tüm alanlarından 127 kültür ve sanat insanı katıldı. İlgezdi, kültür ve sanat alanında bugüne kadar yapılan en iştirakçi kültür forumunun sonuç bildirgesinin hazırlandığını belirterek, “Akademisyen, müellif, sanatçı, kültür kuramcıları ve kültür alanının tüm öznelerinin iştirakiyle düzenlediğimiz Türkiye Kültür Stratejisi Forumu’nun sonuç bildirgesini kitap olarak hazırladık. Bu evrak CHP’nin yani yeni iktidarın kültür siyasetlerini belirlemede anahtar rol oynayacak” dedi.
Kitapta “CHP ne yapacak” başlığı altında şu kıymetlendirme dikkat çekti: “Kültür; Türkiye’deki devlet sisteminin temel bileşenleri içinde yer almalıdır. Bunun için Anayasa’dan başlayarak “kültür hakkını” temel haklar içinde kabul edeceğiz. Kültür alanını turizmin gölgesinden kurtaracağız. Varlıklı kültürel sermayeye sahip olan ülkemizde Kültür Bakanlığı’nı tek başına bir bakanlık olarak bir daha örgütleyeceğiz.”
Sorun tarifte
Kılıçdaroğlu, kitabın önsözünde şu değerlendirmelerde bulundu:
SANATÇI KİMDİR: Sorun yaşadığımız alanların başında da sanatçı tarifi gelir. Çünkü “Sanatçı kimdir?” sorusunun yanıtını “siyasetçi” belirliyor. Sanatkarın kim olduğunu belirlemesi gereken, aslında sanatkarların kendisidir. Benim görüşüm, sizler de kabul ederseniz, sanatkarların kim olup olmadığına sanatkarların karar vermesi gerektiğidir.
ÜST ÇATI OLMALI: Bir üst çatı örgütü olması lazım. Nasıl kimin gazeteci olup olmadığına gazetecilerin karar vermesi gerekirken diğerleri karar veriyorsa ve yanlış karar veriyorsa, kimin sanatçı olup olmadığına da sanat dünyasının karar vermesi lazım. Bir etik çerçevenin olması lazım ve o çerçeve ortasında “Evet bu kişi sanatçıdır, sanat dünyasının değerli bir aktörüdür” denebilmelidir.
BİZE DÜŞEN MİSYON SİZE DANIŞMAK: Bizlere düşen bir misyon var: Bize düşen misyon size danışmaktır. Sanatın ve kültürün olmadığı bir ülke çöldür, tek bir ağacın bile olmadığı, tek bir yeşilliğin bile olmadığı bir çöldür. Çölün de kendine mahsus bir kültürü vardır, onu da biliyorum lakin biz isteriz ki ömrün bütün cinslerini, tabiatın bütün çeşitlerini kendi ülkemizde bulalım. O niçinle “geliyor gelmekte olan” diyoruz geleceğiz, birlikte geleceğiz, birlikte geleceğiz. Türkiye’yi sanat ve kültür açısından, çölleşen bir Türkiye’yi çölün ortasındaki hoş bir vaha haline getirmek istiyoruz.
Kitapta “CHP ne yapacak” başlığı altında şu kıymetlendirme dikkat çekti: “Kültür; Türkiye’deki devlet sisteminin temel bileşenleri içinde yer almalıdır. Bunun için Anayasa’dan başlayarak “kültür hakkını” temel haklar içinde kabul edeceğiz. Kültür alanını turizmin gölgesinden kurtaracağız. Varlıklı kültürel sermayeye sahip olan ülkemizde Kültür Bakanlığı’nı tek başına bir bakanlık olarak bir daha örgütleyeceğiz.”
Sorun tarifte
Kılıçdaroğlu, kitabın önsözünde şu değerlendirmelerde bulundu:
SANATÇI KİMDİR: Sorun yaşadığımız alanların başında da sanatçı tarifi gelir. Çünkü “Sanatçı kimdir?” sorusunun yanıtını “siyasetçi” belirliyor. Sanatkarın kim olduğunu belirlemesi gereken, aslında sanatkarların kendisidir. Benim görüşüm, sizler de kabul ederseniz, sanatkarların kim olup olmadığına sanatkarların karar vermesi gerektiğidir.
ÜST ÇATI OLMALI: Bir üst çatı örgütü olması lazım. Nasıl kimin gazeteci olup olmadığına gazetecilerin karar vermesi gerekirken diğerleri karar veriyorsa ve yanlış karar veriyorsa, kimin sanatçı olup olmadığına da sanat dünyasının karar vermesi lazım. Bir etik çerçevenin olması lazım ve o çerçeve ortasında “Evet bu kişi sanatçıdır, sanat dünyasının değerli bir aktörüdür” denebilmelidir.
BİZE DÜŞEN MİSYON SİZE DANIŞMAK: Bizlere düşen bir misyon var: Bize düşen misyon size danışmaktır. Sanatın ve kültürün olmadığı bir ülke çöldür, tek bir ağacın bile olmadığı, tek bir yeşilliğin bile olmadığı bir çöldür. Çölün de kendine mahsus bir kültürü vardır, onu da biliyorum lakin biz isteriz ki ömrün bütün cinslerini, tabiatın bütün çeşitlerini kendi ülkemizde bulalım. O niçinle “geliyor gelmekte olan” diyoruz geleceğiz, birlikte geleceğiz, birlikte geleceğiz. Türkiye’yi sanat ve kültür açısından, çölleşen bir Türkiye’yi çölün ortasındaki hoş bir vaha haline getirmek istiyoruz.