Bugün açıklanan enflasyon sayılarında en hayli besinde artış görülürken, son devirde dünyada da artan kıtlık telaffuzları tarım konusunda daha önemli atılımlar yapılmasını gerekli kılıyor. Türkiye bu hususta potansiyelini harcarken, Financial Times’ın konuştuğu Türk çiftçiler ne diyor?
“Türkiye’de çiftçiler artan maliyetler ve borçlarla uğraş ediyor”
Türk çiftçisinin yaşadığı zorluklar, İngiliz Financial Times (FT) gazetesinde ‘Türkiye’de çiftçiler artan maliyetler ve borçlarla uğraş ediyor” başlığıyla haber olurken, TL’deki kıymet kaybını ve süratle artan global emtia fiyatlarının da ziraî ıslahat muhtaçlığını gösterdiği açıklandı.
Laura Pitel imzalı haberde, Antakya Ziraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay, “Bu kadar sıkıntı bir devir görmedim” ifadelerini kullanırken, buğday, biber ve zeytin üreticisi olan Okay’ın yaklaşık 30 yıldır ziraat odasında yer aldığı belirtilerek, odaya kayıtlı yaklaşık 25 bin çiftçinin artan maliyetler ve borçlar karşısında dirençlerinin zayıfladığına dikkat çekildi.
Besin enflasyonunda belirleyici
Türkiye’nin gayrisafi yurt içi hasılası ortasında yüzde 7’lik hissesi olan tarımın, ülke iktisadının destek noktalarından biri olmaya devam ettiğinin altı çizilirken, Hatay’ın pazı, maydanoz ve portakal üzere mamüllerin üretiminde öne çıktığı da aktarıldı.
Tarımda süratle artan girdi maliyetlerinin, Türkiye’de ivme kazanarak mart ayında yüzde 70’e yükselen (nisan yaklaşık yüzde 90) besin enflasyonunda da belirleyici olduğu, Suriye hududunda soğan üretimi yapan Mahmut Çam isimli çiftçinin, döviz kurlarındaki artışın tesirlerine dair açıklamalarına da yer verildi.
Mazot, gübre ve ilaç fiyatları ucuz olursa biz de eserlerimizi ucuza satarız
Çam, beş traktörünün depolarını doldurmak için geçen yıl mazota 3 bin TL verirken, şu an bu sayının 13 bin TL’ye yaklaştığını, gübre ve ilaçların da meblağlarının yüzde 400’e yakın arttığını belirterek şunları söylemiş oldu:
Mazot, gübre ve ilaç fiyatları ucuz olursa biz de eserlerimizi ucuza satarız ve aksi olursa de eserler de kıymetli olur ve üretim azalır.
Ayrıyeten, besin fiyatları keskin bir biçimde yükselirken, çiftçilerin fiyatları düşürmeleri için baskı altında olan marketler ve onları sömüren ortacılar tarafınca da sıkıştırılmış biçimde oldukları açıklandı.
Çiftçi memnun değil, tüketici keyifli değil. Kimse keyifli değil.
Türkiye’nin aslen tarımda devasa bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Özertan, incir, kiraz, mercimek, fasulye ve fındık dahil 50 ziraî eserin hala en büyük üreticilerinden birinin Türkiye olduğunu hatırlattı.
Bu sıkıntıların tahlili için tarımda kapsamlı ıslahatların yapılmasının gerekli olduğunu vurgulayan Özertan, eğitim ile çiftçilerin teknik ayrıntılarının geliştirilmesini, çiftçilere finanstan pazarlamaya kadar birfazlaca alanda yardımcı olacak kooperatiflerin olmasını ve daha güzel data toplanması gerektiğini lisana getirdi ve şu biçimde söylemiş oldu:
Sonuçta çiftçi memnun değil, tüketici keyifli değil. Kimse keyifli değil.
“Türkiye’de çiftçiler artan maliyetler ve borçlarla uğraş ediyor”
Türk çiftçisinin yaşadığı zorluklar, İngiliz Financial Times (FT) gazetesinde ‘Türkiye’de çiftçiler artan maliyetler ve borçlarla uğraş ediyor” başlığıyla haber olurken, TL’deki kıymet kaybını ve süratle artan global emtia fiyatlarının da ziraî ıslahat muhtaçlığını gösterdiği açıklandı.
Laura Pitel imzalı haberde, Antakya Ziraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay, “Bu kadar sıkıntı bir devir görmedim” ifadelerini kullanırken, buğday, biber ve zeytin üreticisi olan Okay’ın yaklaşık 30 yıldır ziraat odasında yer aldığı belirtilerek, odaya kayıtlı yaklaşık 25 bin çiftçinin artan maliyetler ve borçlar karşısında dirençlerinin zayıfladığına dikkat çekildi.
Besin enflasyonunda belirleyici
Türkiye’nin gayrisafi yurt içi hasılası ortasında yüzde 7’lik hissesi olan tarımın, ülke iktisadının destek noktalarından biri olmaya devam ettiğinin altı çizilirken, Hatay’ın pazı, maydanoz ve portakal üzere mamüllerin üretiminde öne çıktığı da aktarıldı.
Tarımda süratle artan girdi maliyetlerinin, Türkiye’de ivme kazanarak mart ayında yüzde 70’e yükselen (nisan yaklaşık yüzde 90) besin enflasyonunda da belirleyici olduğu, Suriye hududunda soğan üretimi yapan Mahmut Çam isimli çiftçinin, döviz kurlarındaki artışın tesirlerine dair açıklamalarına da yer verildi.
Mazot, gübre ve ilaç fiyatları ucuz olursa biz de eserlerimizi ucuza satarız
Çam, beş traktörünün depolarını doldurmak için geçen yıl mazota 3 bin TL verirken, şu an bu sayının 13 bin TL’ye yaklaştığını, gübre ve ilaçların da meblağlarının yüzde 400’e yakın arttığını belirterek şunları söylemiş oldu:
Mazot, gübre ve ilaç fiyatları ucuz olursa biz de eserlerimizi ucuza satarız ve aksi olursa de eserler de kıymetli olur ve üretim azalır.
Ayrıyeten, besin fiyatları keskin bir biçimde yükselirken, çiftçilerin fiyatları düşürmeleri için baskı altında olan marketler ve onları sömüren ortacılar tarafınca da sıkıştırılmış biçimde oldukları açıklandı.
Çiftçi memnun değil, tüketici keyifli değil. Kimse keyifli değil.
Türkiye’nin aslen tarımda devasa bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Özertan, incir, kiraz, mercimek, fasulye ve fındık dahil 50 ziraî eserin hala en büyük üreticilerinden birinin Türkiye olduğunu hatırlattı.
Bu sıkıntıların tahlili için tarımda kapsamlı ıslahatların yapılmasının gerekli olduğunu vurgulayan Özertan, eğitim ile çiftçilerin teknik ayrıntılarının geliştirilmesini, çiftçilere finanstan pazarlamaya kadar birfazlaca alanda yardımcı olacak kooperatiflerin olmasını ve daha güzel data toplanması gerektiğini lisana getirdi ve şu biçimde söylemiş oldu:
Sonuçta çiftçi memnun değil, tüketici keyifli değil. Kimse keyifli değil.