TÜSEDAD Genel Lideri Sencer Solakoğlu, et ve süt mamüllerine büyük artırım yapılacağını söylemiş oldu. Solakoğlu, ‘Üreticinin fiyatını düşük tutarak enflasyonu düşüreceklerine inanıyorlar bu epey yanlış. Maliyetler her geçen gün artıyor. Ekim-kasım ayında hem ete hem süte en az yüzde 30-35 artırım gelecek. Fiyatlar fazlaca daha fahiş yerlere gidebilir’ dedi.
”Son 1.5 yıl ortasında 1 milyonu aşkın hayvan kısmı yapıldı”
Doğalgaz, yem ve mazota gelen artırımlardan daha sonra artık de temel besin eserleri olan et ve süt mamüllerine de artırım geliyor. 1.5 ay ortasında et ve süt mamüllerine en az yüzde 30-35 artırım geleceği öğrenildi.
Şu anda çiğ sütte tavsiye satış fiyatı litre başına 7.50 TL. Üreticinin eline ise kesintilerden daha sonra 7 TL geçiyor. Üreticilere nazaran bu fiyat en az 10 lira olmalı. Maliyet artışları niçiniyle biroldukça çiftçi bölümü bıraktı. Yemin kilogram fiyatı 7.60 lirayı aştı. Son 1.5 yılda başta anaç hayvanlar olmak üzere 1 milyonu aşkın büyükbaş hayvanın kesildiği iddia ediliyor.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre; Günlük harcamalarda en yüksek maliyetleri süt ve süt eserleri kümesi 79 liralık harcama ihtiyacı ile oluşturuyor. Harcamalarda süt ve süt mamüllerinin hissesi yüzde 34.6 ile en yüksek hisseye sahip.
Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Genel Lideri Sencer Solakoğlu, et ve sütte epeyce ağır artırımlar yaşanacağını vurgulayarak “Üreticinin fiyatını düşük tutarak enflasyonu düşüreceklerine inanıyorlar bu fazlaca yanlış. Maliyetler her geçen gün artıyor. Ekim-kasım ayında hem ete hem süte en az yüzde 30-35 artırım gelecek. Fiyatlar epey daha fahiş yerlere gidebilir” dedi.
”Mera alanları yok oluyor”
Hayvan azlığından dolayı devletin 150 bin büyükbaş hayvan ithalatına müsaade verdiğine dikkat çeken Sencer Solakoğlu şu ayrıntıları paylaştı:
İktidar Hasan’a diyorlar ki sen üretme, Hans’a da diyorlar ki sen üret biz seni destekleriz. Bu da yurtharicinden daha güzel bir fiyata hayvan alıp oradaki çiftçiyi yüksek fiyata layık görmektir. Yurtarasındaki çiftçiden de ucuza alıp ziyan etmesine niye olmaktır. Biz bu işi artık yapmayacağız diyenlerin sayısı süratle artıyor. Bunun için devlet ithalat kapısını açtı. Devlet diyor ki siz üretmeyin biz ithal ederiz. Bu yanlış siyasetler devam ettikçe işi bırakan sayısı da artacak.
Şu anda mevcutta kemikli etin kilosu 90 lira, bunun en az 120 liraya çıkması lazım ki baş başa gitsin. İthalatı yapan beşerler da fiyatların artacağını öngördükleri için bu hayvanları satın alıyorlar. Yüzde 30-35 artırım 1.5 ay ortasında kapıyı çalacak.
2001’den bu yana Türkiye’de hayvan sayımı yapılmıyor. Son 1.5 yıl ortasında 1 milyonu aşkın hayvan bölümü yapıldığını hesaplıyoruz. Etrafımızdaki çiftliklerdeki kapasite düşüşleri, Ankara’nın doğusundan anaç kısımları ile ilgili mezbahanelerden aldığımız bilgiler de bunu doğruluyor. Beşerler hayvan sayısına bakılırsa dayanak alıyor ya da bankadan ucuz kredi kullanıyor. O hayvanın küpesi var üzere görünüyor lakin epey fazla kaçak kesim epeyce arttı. Kesim son 3-4 yılda epeyce kan kaybetti. Artık çiftçinin dayanma gücü kalmadı.
Son bir ayda yem maliyeti yüzde 10 arttı. Bir kilo yemin fiyatı 7.60 liraya dayandı. Üreticinin tek maliyeti yem değil. Mazota da artırım geldi ve gelmeye devam ediyor. Elektriğe de, personele de, nakliyeye de, ilaca da her şey zamlanıyor.
Fakirleşmeye devam ediyoruz. Temel besin dışındaki eserlere talep düşmeye devam edecek. Taklit mamüllerin ölçüsü artacak. Kontroller artırılmalı. Hepimiz daha az protein daha az temel besin tüketeceğiz. Yurttaş daha fazla makarnaya yönelecek.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 1940 yılında 44 milyon hektar mera ve çayır alanı bulunan Türkiye’de, bugün 12 milyon hektar alan kaldığını vurguladı. Niğde’de bir mera alanını CHP Merkez İlçe Lideri Kamil Davarcı ve parti yöneticileriyle birlikte ziyaret eden Gürer, “Büyükbaş hayvan 5 saat otlarken 2 saat yürürse elde ettiği besini yürürken kaybediyor. Bu niçinle kesinlikle meralar ıslah edilmeli, ot varlığı artırılmalı, ot için ulaşım kolaylığı sağlanmalıdır. Mera alanları organize sanayi bölgesi ve maden alanlarına devredilmemesi bu bağlamda çalışmaların tarım alanları için sağlanması önemlidir” dedi.
”Son 1.5 yıl ortasında 1 milyonu aşkın hayvan kısmı yapıldı”
Doğalgaz, yem ve mazota gelen artırımlardan daha sonra artık de temel besin eserleri olan et ve süt mamüllerine de artırım geliyor. 1.5 ay ortasında et ve süt mamüllerine en az yüzde 30-35 artırım geleceği öğrenildi.
Şu anda çiğ sütte tavsiye satış fiyatı litre başına 7.50 TL. Üreticinin eline ise kesintilerden daha sonra 7 TL geçiyor. Üreticilere nazaran bu fiyat en az 10 lira olmalı. Maliyet artışları niçiniyle biroldukça çiftçi bölümü bıraktı. Yemin kilogram fiyatı 7.60 lirayı aştı. Son 1.5 yılda başta anaç hayvanlar olmak üzere 1 milyonu aşkın büyükbaş hayvanın kesildiği iddia ediliyor.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre; Günlük harcamalarda en yüksek maliyetleri süt ve süt eserleri kümesi 79 liralık harcama ihtiyacı ile oluşturuyor. Harcamalarda süt ve süt mamüllerinin hissesi yüzde 34.6 ile en yüksek hisseye sahip.
Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Genel Lideri Sencer Solakoğlu, et ve sütte epeyce ağır artırımlar yaşanacağını vurgulayarak “Üreticinin fiyatını düşük tutarak enflasyonu düşüreceklerine inanıyorlar bu fazlaca yanlış. Maliyetler her geçen gün artıyor. Ekim-kasım ayında hem ete hem süte en az yüzde 30-35 artırım gelecek. Fiyatlar epey daha fahiş yerlere gidebilir” dedi.
”Mera alanları yok oluyor”
Hayvan azlığından dolayı devletin 150 bin büyükbaş hayvan ithalatına müsaade verdiğine dikkat çeken Sencer Solakoğlu şu ayrıntıları paylaştı:
İktidar Hasan’a diyorlar ki sen üretme, Hans’a da diyorlar ki sen üret biz seni destekleriz. Bu da yurtharicinden daha güzel bir fiyata hayvan alıp oradaki çiftçiyi yüksek fiyata layık görmektir. Yurtarasındaki çiftçiden de ucuza alıp ziyan etmesine niye olmaktır. Biz bu işi artık yapmayacağız diyenlerin sayısı süratle artıyor. Bunun için devlet ithalat kapısını açtı. Devlet diyor ki siz üretmeyin biz ithal ederiz. Bu yanlış siyasetler devam ettikçe işi bırakan sayısı da artacak.
Şu anda mevcutta kemikli etin kilosu 90 lira, bunun en az 120 liraya çıkması lazım ki baş başa gitsin. İthalatı yapan beşerler da fiyatların artacağını öngördükleri için bu hayvanları satın alıyorlar. Yüzde 30-35 artırım 1.5 ay ortasında kapıyı çalacak.
2001’den bu yana Türkiye’de hayvan sayımı yapılmıyor. Son 1.5 yıl ortasında 1 milyonu aşkın hayvan bölümü yapıldığını hesaplıyoruz. Etrafımızdaki çiftliklerdeki kapasite düşüşleri, Ankara’nın doğusundan anaç kısımları ile ilgili mezbahanelerden aldığımız bilgiler de bunu doğruluyor. Beşerler hayvan sayısına bakılırsa dayanak alıyor ya da bankadan ucuz kredi kullanıyor. O hayvanın küpesi var üzere görünüyor lakin epey fazla kaçak kesim epeyce arttı. Kesim son 3-4 yılda epeyce kan kaybetti. Artık çiftçinin dayanma gücü kalmadı.
Son bir ayda yem maliyeti yüzde 10 arttı. Bir kilo yemin fiyatı 7.60 liraya dayandı. Üreticinin tek maliyeti yem değil. Mazota da artırım geldi ve gelmeye devam ediyor. Elektriğe de, personele de, nakliyeye de, ilaca da her şey zamlanıyor.
Fakirleşmeye devam ediyoruz. Temel besin dışındaki eserlere talep düşmeye devam edecek. Taklit mamüllerin ölçüsü artacak. Kontroller artırılmalı. Hepimiz daha az protein daha az temel besin tüketeceğiz. Yurttaş daha fazla makarnaya yönelecek.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 1940 yılında 44 milyon hektar mera ve çayır alanı bulunan Türkiye’de, bugün 12 milyon hektar alan kaldığını vurguladı. Niğde’de bir mera alanını CHP Merkez İlçe Lideri Kamil Davarcı ve parti yöneticileriyle birlikte ziyaret eden Gürer, “Büyükbaş hayvan 5 saat otlarken 2 saat yürürse elde ettiği besini yürürken kaybediyor. Bu niçinle kesinlikle meralar ıslah edilmeli, ot varlığı artırılmalı, ot için ulaşım kolaylığı sağlanmalıdır. Mera alanları organize sanayi bölgesi ve maden alanlarına devredilmemesi bu bağlamda çalışmaların tarım alanları için sağlanması önemlidir” dedi.