Professional
New member
Mehtap Gökdemir / ANKARA – CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu ülkenin çözülemeyecek sorunu yoktur. Kâfi ki, sorunu yaşayanlarla sorunu çözecek olanlar bir ortaya gelsin” dedi. CHP Engelliler Çalıştayı Sonuç Bildirgesi’ne önsöz yazan Kılıçdaroğlu, şu tabirleri kullandı:
YETER Kİ BİR ORTAYA GELSİN: Daima şunu söylerim, bu ülkenin çözülemeyecek sorunu yoktur. Sorunu yaşayanlar sorunu en uygun bilen şahıslardır ve onlar sorunun nasıl çözüleceğini de üç aşağı, beş üst tartışarak bir biçimiyle paylaşırlar. Lakin sorunu çözecek makamda olan bireyler sorunu yaşayanları dinlemezlerse ürettikleri tahliller çözüm olmaktan çıkar.
HUKUK NORMLARI VAR: Türkiye’nin her yerinde şu yahut bu türlü bir engelli kardeşimiz var. ötürüsıyla olayın elbette ki hukuk normları var. Bakıyorsunuz anayasamızda karar var. 61. husus; “Devlet sakatların korunmasını ve toplum faydasına intibaklarını sağlayıcı önlemler alır.” Alabilir değil alır, almak zorunda. Yeteri kadar alındı mı? Hayır. Maddelerde karar var mı? Var. İmzaladığımız memleketler arası mukaveleler var, onların tamamı da geçerli ancak maalesef yeteri kadar engellileri keyifli edecek tedbirler alınmış değil. bir epey açıdan problemimiz var. Bu sıkıntılar çözülür mü? Evet çözülür. Biz Türkiye’nin problemlerini çözmek istiyoruz, her kısmın meselesini çözmek istiyoruz.
SORUN UYGULAMADA: Belediye Liderlerimiz ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. Fakat şunu kabul etmemiz lazım, bir engellinin kent hayatına entegre olması lazım. Kentin insanlara sağladığı bütün toplumsal yardımlardan, toplumsal katkılardan yararlanması lazım. Kentte rahat gezebilmesi lazım, otobüse binmesi lazım, tiyatroya gitmesi lazım, sinemaya gitmesi lazım, toplumsal etkinliklere katılması lazım. Bütün bunlar şayet yapılabilirse; kent, engelli için yaşanabilir bir kent atmosferine kavuşmuş olur. Bununla ilgili yasalar da çıktı. Yani yasal olarak yapılması gereken herşey üç aşağı beş üst yapıldı. Sorun uygulamada.
YETER Kİ BİR ORTAYA GELSİN: Daima şunu söylerim, bu ülkenin çözülemeyecek sorunu yoktur. Sorunu yaşayanlar sorunu en uygun bilen şahıslardır ve onlar sorunun nasıl çözüleceğini de üç aşağı, beş üst tartışarak bir biçimiyle paylaşırlar. Lakin sorunu çözecek makamda olan bireyler sorunu yaşayanları dinlemezlerse ürettikleri tahliller çözüm olmaktan çıkar.
HUKUK NORMLARI VAR: Türkiye’nin her yerinde şu yahut bu türlü bir engelli kardeşimiz var. ötürüsıyla olayın elbette ki hukuk normları var. Bakıyorsunuz anayasamızda karar var. 61. husus; “Devlet sakatların korunmasını ve toplum faydasına intibaklarını sağlayıcı önlemler alır.” Alabilir değil alır, almak zorunda. Yeteri kadar alındı mı? Hayır. Maddelerde karar var mı? Var. İmzaladığımız memleketler arası mukaveleler var, onların tamamı da geçerli ancak maalesef yeteri kadar engellileri keyifli edecek tedbirler alınmış değil. bir epey açıdan problemimiz var. Bu sıkıntılar çözülür mü? Evet çözülür. Biz Türkiye’nin problemlerini çözmek istiyoruz, her kısmın meselesini çözmek istiyoruz.
SORUN UYGULAMADA: Belediye Liderlerimiz ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. Fakat şunu kabul etmemiz lazım, bir engellinin kent hayatına entegre olması lazım. Kentin insanlara sağladığı bütün toplumsal yardımlardan, toplumsal katkılardan yararlanması lazım. Kentte rahat gezebilmesi lazım, otobüse binmesi lazım, tiyatroya gitmesi lazım, sinemaya gitmesi lazım, toplumsal etkinliklere katılması lazım. Bütün bunlar şayet yapılabilirse; kent, engelli için yaşanabilir bir kent atmosferine kavuşmuş olur. Bununla ilgili yasalar da çıktı. Yani yasal olarak yapılması gereken herşey üç aşağı beş üst yapıldı. Sorun uygulamada.