Bahçeli’nin Gayesinde Tunç Soyer Var: ‘İflah Olmaz Bir Cahillik…’

semaver

Global Mod
Global Mod
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, İzmir’in 100. kurtuluş yıl dönümünde yaptığı konuşmadan dolayı İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer’e yüklendi. Bahçeli ‘9 Eylül 1922 tarihinin 100’üncü yıl dönümünde tarihimizi düşman gözüyle yorumlaması iflah olmaz bir cahillik, tedavisi imkansız devşirme hastalığıdır’ dedi.


Soyer’e ağır ifadeler



MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, İzmir’in 100. yıl kurtuluşu etkinliğinde yaptığı konuşmadan dolayı İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer’i gaye aldı.

‘741’inci Söğüt Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri’ niçiniyle yazılı açıklama yapan Bahçeli, ‘Dönemin jeopolitik koşullarının gereği olarak Söğüt’ü yurt tutan 400 çadırlık Türkmen varlığı; iç çelişkilerin aşıldığı takdirde dünya üzerinde nasıl bir global güç mertebesine vasıl olunacağını da açıklıkla göstermiştir. Bugün de korkulan esasen budur’ dedi.

‘Büyük Türk milletinin tarihi tekerrür ettirerek bu biçimdesi bir mevkie erişmesini sekteye uğratmak niyetiyle alçak tertipler planlanıp tatbik edilmektedir. Tuzaklar kurulmakta, karanlık oyunlar sahnelenmektedir. Ecdadımıza ve tarihimize hakaretler edilmektedir’ diyen Bahçeli, isim vermeden İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer’i amaç aldı:

‘Vatan topraklarına kanlı çizmeleriyle basan müstevlilere tek söz edemeyen bugünün işbirlikçi siyasetçilerin, 9 Eylül 1922 tarihinin 100’üncü yıl dönümünde tarihimizi düşman gözüyle yorumlaması iflah olmaz bir cahillik, tedavisi imkansız devşirme hastalığıdır.’


Soyer ne demişti?


konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, dün akşam İzmir’in 100. yıl kurtuluş yıl dönümü etkinliğinde yaptığı konuşmayla AK Partililerin ve iktidara yakın kimi isimlerin amacı oldu.

Atalarımızın gözlerini kırpmadan büyük yürüyüşü başlatmış olduğunı söyleyen Lider Tunç Soyer, “100 yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler, gaflet, delalet ve hatta hıyanet ortasındaydı. Gençleri, bayanları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler. Yalnızca ve yalnızca, saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar. İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ve hayat hakkımızı ayaklar altına aldılar. Teslim oldular’ dedi. Soyer şu biçimde devam etti:

‘Ve bir sabah, emperyalist ülkelerin askerleri kirli çizmeleri, kirli emelleriyle Körfez’in sularını ve güzelim kentimizi işgal etti. Ve bir daha o sabah, tam da bu bulunduğumuz yerden, Kordon uzunluğundan göğü yırtan bir ses yükseldi. O ses, yalnızca bir kurşunun sesi değil, İzmir’den tüm Anadolu’ya yayılacak bir direnişin müjdecisiydi. ‘Sen başlat! Bitiren bulunur!’ Hasan Tahsin’in birinci kurşunuyla yazdığı son yazısı, yeri, göğü kapladı.

Anadolu, geleceğin Türkiye’sini inşa etme davetini oldukçatan duymuştu. Babalar işini bıraktı. Analar ocağıyla, köylü toprağıyla vedalaştı. Fırıncılar fırınını, terziler makasını, bakkallar dükkânını hiç gözünü kırpmadan bıraktı ve yola çıktı. Anadolu! Direnmek için hem yardan hem serden vazgeçti. bu biçimdece yeryüzünün gördüğü en büyük yürüyüş başladı. Mermi mermi, süngü süngü, kağnı kağnı, katar katar. Anadolu’nun kurtuluş yürüyüşünü artık hiç bir güç durduramazdı. Atamız’ın ‘ordular birinci gayeniz Akdeniz’dir’ kelamı, tam yüz yıl evvel bugün, aziz kentimiz İzmir’de muazzam bir zaferle sonuçlandı.”