Professional
New member
ANKARA Milliyet- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan’ı kapsayan Balkan tipi dönüşünde uçakta gazetecilerle sohbet ederek soruları yanıtladı. Erdoğan, özetle şunları söylemiş oldu:
YUNANİSTAN’A İLETİ: (‘Bir gece birdenbire gelebiliriz’ mesajları) Vermek istediğim iletinin son derece açık olduğunu düşünüyorum. Yunanistan’ın son periyotta Türkiye’ye yönelik tavrı izah edilir üzere değil. Bir yandan Ege’de yaptıkları ihlaller var, kimileri NATO nazaranvi icra eden uçaklarımıza yönelik tacizler var, S-300 füzeleriyle radar kilitlemeye varan mütecaviz hareketler var. Bizim S-400 olayımızı lisanına dolayanlardan Yunanistan’ın S-300’leriyle alakalı bugüne kadar rastgele bir şey duydunuz mu? S-300’ler de Rusya’nın, S-400 de Rusya’nın, fakat ona ses yok. Burnumuzun tabanındaki adaları mutabakatlarla getirilen gayri askeri statü hisözüne silahlandırmaya devam ediyorlar.
ABD’NİN ATTIĞI ADIMLAR: hem de natürel üsler kurulması olayı var. Bunun başını da malum Amerika çekiyor. BM Genel Kurulu’na gittiğimizde Sayın Başkan’la orada bir görüşme fırsatı bulursak Amerika’nın bu noktada attığı adımlar da lisana gelecektir, bu hususları da konuşacağız. Deniz yetki alanları bağlamında Ege’de ve Doğu Akdeniz’de bize dayatmaya çalıştıkları maksimalist tezler var. Bunun da yenilir yutulur bir yanı yok. Türkiye ile direkt konuşmak yerine Birleşmiş Milletler’de, Amerika Birleşik Devletleri’nde, Avrupa Birliği’nde ve hatta en kuvvetli üyelerinden olduğumuz NATO’da bizi daima şikayet suretiyle adeta tehdit düzenekleri çalıştırıyorlar. Bunu olağan kabullenmek mümkün değil. Onların anlayacağı lisan her neyse biz parantez açarak o lisanla konuşuyoruz. Anlıyorum ki onlar da anlıyor.
TÜRKİYE’NİN KÜKREMESİ: (Suriye’nin kuzebir daha mümkün operasyon) Terör örgütlerinin ulusal güvenliğimize tehdit oluşturmasına müsaade etmeyiz. Bölücü terör örgütlerine karşı uğraşlarımız, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğünün de aslında teminatı fakat rejim bunlara yönelik rastgele bir hal geliştirmiyor. Orada da bu terör örgütlerinin anladığı, anlayacağı bir lisan var. Bunlara da o lisandan konuşmamız gerekiyor. Türkiye’nin kükremesi ne demek, Türkiye kükrediği vakit nasıl kükrer, onlar bunu da biliyor. Onun için de ‘Bir gece aniden geliriz’ yahut ‘Bir gece birdenbire oradayız’ dediğimiz vakit terör örgütleri bunu biliyor. Nereden biliyor, Cudi’den, Gabar’dan, Tendürek’ten, Bestler Dereler’den.. Hudut ötesi harekatlardan biliyor. Şehitlerimiz oldu. Ancak bizim şehitlerimizin bedeli fazlaca ağırdır ve o bedeli de bunlar ödeyecekler ve ödüyorlar.
RUS TAHILI: Semerkant’ta Sayın Putin’le geniş ve etraflıca olacağına inandığım bir görüşme yapacağız. Yüklü olarak Tahıl Koridoru sorununu görüşeceğiz. Doğrusu Sayın Putin’in ‘zengin ülkelere gidiyor, yoksullara gitmiyor’ yaklaşımını ben yanlışsız buluyorum. bu biçimde yapılmaması lazım. Zira burada asıl kaygı, yoksul ülkelerin buradan nasibini almalarını ve bu problemli devri aşabilmelerini sağlamak olmalı. Şu anda durum o denli gözükmüyor. Tahminen de Sayın Putin, Rus mamüllerini bundan dolayı göndermiyor. Görüşmemizde artık Rus mamüllerinin de bu gemilerle koridordan gönderilmesini rica edeceğiz, bilhassa isteyeceğiz. Rus tahılı da gelmeye başlarsa biz burada bu yoksul Afrika ülkelerine varıncaya kadar hepsini en ülkü biçimde muhakkak bir sisteme oturtur, bağlarız ve oralara da bu tahılı, diğer ürünleri göndeririz.
‘Ben çürük tahtalara basmam’
HDP’YE BAKANLIK TARTIŞMASI: Yani onu benim değerlendirmem gerçek olur mu? Ben bu biçimde çürük tahtalara basmam. Yani bu ismi altılı masa olan, nereye gideceği aşikâr olmayan bu yapıdan hiç bir şey çıkmaz. var ise adayınız adayınızı açıklarsınız değil mi? Lakin şu anda altılı masanın yaptığı tek iş var, ‘Önümüzdeki toplantıyı kimin meskeninde yapacağız?’ Sıralamaya koymuşlar. Bir ara alın, bir adım atın; yok. Herbiçimde bunlar YSK’nın açıklamayı yaptığı ana kadar bir karar alamayacaklar diye düşünüyorum.
KILIÇDAROĞLU’NA KHK YANSISI: Sen kimsin, sen neyi bırakıyorsun? Şayet bu ülke bir hukuk devletiyse bu sonucu verecek merci belirlidir. Yargı bunun sonucunı verir. Ancak o bu sonucu yargıya bırakmıyor, kendisi bu sonucu verecekmiş! Bay Kemal’e sormak lazım ‘sen bu yetkiyi nereden alıyorsun?’ O masanın etrafında olanlarda da bu hususla ilgili gariplikler var. Artık aslına bakarsan bunlara kalsa ne yapacaklar, ‘Öcalan’ı da bir KHK sonucuyla bırakacağım’ derler. Demirtaş için de, öbürleri için de derler. Bizim bu kadar şehidimiz var. O şehitlerimizin anacıkları ve bu milletin evlatları bu işe nasıl bakar! Asla bu biçimde bir şeye prim vermek mümkün değil. Bu kadar şehidimiz olacak, bütün bu şehitlerimizin faillerine siz tahliye sonucu yahut beraat sonucu vereceksiniz! Bizler bu ülkede siyaset yaptığımız sürece kolay değil bu işler.
‘Avrupa’da kış kolay geçmeyecek’
DOĞAL GAZ SORUNUMUZ YOK: Yenilenebilir güç konusunda, alışılmış doğal gaz külfeti patlak vermediği devirde başta Almanya ve Fransa olmak üzere bunlar fazlaca havalı dolaşıyorlardı. Bir ay geçmedi, Almanya Ruhr havzasını yani termik santrali kullanmaya başladı. Alışılmış Rusya keyfinden bu kararları almadı. Avrupa o denli zannedildiği üzere rahat değil, huzurlu değil. Bizim şimdilik bu biçimde bir düşüncemiz yok. Rusya bize rastgele bir yaptırım uygulamıyor. Hele hele kendisiyle fiyat konusunda bir görüşmem olmuştu. O bahisteki yaklaşımını da bize müspet olarak gerçekleştirirse bu biçimde aslına bakarsan ‘nurun ala nur’ olur. Zira bizim de kederimiz, mümkün olduğunca elektriği yahut doğal gazı vatandaşımıza daha uygun kaidelerde verebilmek. 2023 ile birlikte inşallah kendi doğal gazımızı çıkarmamız halinde, vatandaşımızın kapısına doğal gazı epeyce daha ucuza ulaştıracağız. (Avrupa, Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili tavrını değiştirir mi?) Bu kışı atlatmadan o denli bir sonucu vermek sıkıntı üzere geliyor bana. Zira Avrupa için bu kış o denli kolay geçmeyecek, epey sıkıntılı, mali noktadan faturası epey ağır bir kış olacak.
Merkez Bankası’nda rezerv yükseliyor
TÜRKİYE’YE İTİMAT VAR: Şu anda gerek Avrupa’dan gerek dünyanın değişik yerlerinden Türkiye’de yatırım için kapımızı çalanlar var. Toplamda 20 milyar dolar üzere Türkiye’de yatırım yapma pozisyonunda olan firmalar var. Bu sayı daha da yükselecek, o denli gözüküyor. Dışarıdan parasını Türkiye’de park eden firmalar da başladı, zira öbür ülkelere itimat kalmadı, ancak Türkiye’ye bu noktada inanç var. İşi gevşetmeyeceğiz, sıkı tutacağız ve bu süreci de en hoş biçimde değerlendireceğiz. Zira Merkez Bankamızda bir sefer rezerv yükselmeye başladı. Bu olağan döviz rezervi noktasında bizim rahat hareket etmemizi sağlamış oluyor. Bu hususla ilgili de şu anda birfazlaca dost ülke gerekli dayanaklarını sağ olsun veriyorlar. Onlardan borçlanmamız Merkez Bankası olarak güçlenmemize niye oluyor. İnşallah bunu başarmak suretiyle de dövizdeki badireyi aşmış olacağız.
Yüksek kira alanlara büyük darbe
SOSYAL KONUT PROJESİ: Burada yalnızca konut değil, birebir biçimde arsa projemiz var. 250 bin konut, 100 bin alt yapılı konut yeri içeriyor. İcabında vatandaş ‘ben kendim yapacağım’ diyorsa, onlara da ‘buyur kardeşim, 100 bin arsa var, kendin de yapabilirsin’ diyoruz. Ayrıyeten 10 bin sanayi sitesiyle vatandaşımıza kendi işini kurma imkanı da sağlanacak. Gençler, emekliler, engelliler, şehit yakınları ve gazilere yönelik özel kontenjanlar olacak. Vatandaşlarımıza bu biçimdece mesken sahibi olabilme kolaylığı sunuyoruz. Bunlarla bir arada inanıyoruz ki yüksek kira bedeli almak suretiyle korsanlık yapanlar da burada en büyük darbeyi yiyeceklerdir.
YUNANİSTAN’A İLETİ: (‘Bir gece birdenbire gelebiliriz’ mesajları) Vermek istediğim iletinin son derece açık olduğunu düşünüyorum. Yunanistan’ın son periyotta Türkiye’ye yönelik tavrı izah edilir üzere değil. Bir yandan Ege’de yaptıkları ihlaller var, kimileri NATO nazaranvi icra eden uçaklarımıza yönelik tacizler var, S-300 füzeleriyle radar kilitlemeye varan mütecaviz hareketler var. Bizim S-400 olayımızı lisanına dolayanlardan Yunanistan’ın S-300’leriyle alakalı bugüne kadar rastgele bir şey duydunuz mu? S-300’ler de Rusya’nın, S-400 de Rusya’nın, fakat ona ses yok. Burnumuzun tabanındaki adaları mutabakatlarla getirilen gayri askeri statü hisözüne silahlandırmaya devam ediyorlar.
ABD’NİN ATTIĞI ADIMLAR: hem de natürel üsler kurulması olayı var. Bunun başını da malum Amerika çekiyor. BM Genel Kurulu’na gittiğimizde Sayın Başkan’la orada bir görüşme fırsatı bulursak Amerika’nın bu noktada attığı adımlar da lisana gelecektir, bu hususları da konuşacağız. Deniz yetki alanları bağlamında Ege’de ve Doğu Akdeniz’de bize dayatmaya çalıştıkları maksimalist tezler var. Bunun da yenilir yutulur bir yanı yok. Türkiye ile direkt konuşmak yerine Birleşmiş Milletler’de, Amerika Birleşik Devletleri’nde, Avrupa Birliği’nde ve hatta en kuvvetli üyelerinden olduğumuz NATO’da bizi daima şikayet suretiyle adeta tehdit düzenekleri çalıştırıyorlar. Bunu olağan kabullenmek mümkün değil. Onların anlayacağı lisan her neyse biz parantez açarak o lisanla konuşuyoruz. Anlıyorum ki onlar da anlıyor.
TÜRKİYE’NİN KÜKREMESİ: (Suriye’nin kuzebir daha mümkün operasyon) Terör örgütlerinin ulusal güvenliğimize tehdit oluşturmasına müsaade etmeyiz. Bölücü terör örgütlerine karşı uğraşlarımız, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğünün de aslında teminatı fakat rejim bunlara yönelik rastgele bir hal geliştirmiyor. Orada da bu terör örgütlerinin anladığı, anlayacağı bir lisan var. Bunlara da o lisandan konuşmamız gerekiyor. Türkiye’nin kükremesi ne demek, Türkiye kükrediği vakit nasıl kükrer, onlar bunu da biliyor. Onun için de ‘Bir gece aniden geliriz’ yahut ‘Bir gece birdenbire oradayız’ dediğimiz vakit terör örgütleri bunu biliyor. Nereden biliyor, Cudi’den, Gabar’dan, Tendürek’ten, Bestler Dereler’den.. Hudut ötesi harekatlardan biliyor. Şehitlerimiz oldu. Ancak bizim şehitlerimizin bedeli fazlaca ağırdır ve o bedeli de bunlar ödeyecekler ve ödüyorlar.
RUS TAHILI: Semerkant’ta Sayın Putin’le geniş ve etraflıca olacağına inandığım bir görüşme yapacağız. Yüklü olarak Tahıl Koridoru sorununu görüşeceğiz. Doğrusu Sayın Putin’in ‘zengin ülkelere gidiyor, yoksullara gitmiyor’ yaklaşımını ben yanlışsız buluyorum. bu biçimde yapılmaması lazım. Zira burada asıl kaygı, yoksul ülkelerin buradan nasibini almalarını ve bu problemli devri aşabilmelerini sağlamak olmalı. Şu anda durum o denli gözükmüyor. Tahminen de Sayın Putin, Rus mamüllerini bundan dolayı göndermiyor. Görüşmemizde artık Rus mamüllerinin de bu gemilerle koridordan gönderilmesini rica edeceğiz, bilhassa isteyeceğiz. Rus tahılı da gelmeye başlarsa biz burada bu yoksul Afrika ülkelerine varıncaya kadar hepsini en ülkü biçimde muhakkak bir sisteme oturtur, bağlarız ve oralara da bu tahılı, diğer ürünleri göndeririz.
‘Ben çürük tahtalara basmam’
HDP’YE BAKANLIK TARTIŞMASI: Yani onu benim değerlendirmem gerçek olur mu? Ben bu biçimde çürük tahtalara basmam. Yani bu ismi altılı masa olan, nereye gideceği aşikâr olmayan bu yapıdan hiç bir şey çıkmaz. var ise adayınız adayınızı açıklarsınız değil mi? Lakin şu anda altılı masanın yaptığı tek iş var, ‘Önümüzdeki toplantıyı kimin meskeninde yapacağız?’ Sıralamaya koymuşlar. Bir ara alın, bir adım atın; yok. Herbiçimde bunlar YSK’nın açıklamayı yaptığı ana kadar bir karar alamayacaklar diye düşünüyorum.
KILIÇDAROĞLU’NA KHK YANSISI: Sen kimsin, sen neyi bırakıyorsun? Şayet bu ülke bir hukuk devletiyse bu sonucu verecek merci belirlidir. Yargı bunun sonucunı verir. Ancak o bu sonucu yargıya bırakmıyor, kendisi bu sonucu verecekmiş! Bay Kemal’e sormak lazım ‘sen bu yetkiyi nereden alıyorsun?’ O masanın etrafında olanlarda da bu hususla ilgili gariplikler var. Artık aslına bakarsan bunlara kalsa ne yapacaklar, ‘Öcalan’ı da bir KHK sonucuyla bırakacağım’ derler. Demirtaş için de, öbürleri için de derler. Bizim bu kadar şehidimiz var. O şehitlerimizin anacıkları ve bu milletin evlatları bu işe nasıl bakar! Asla bu biçimde bir şeye prim vermek mümkün değil. Bu kadar şehidimiz olacak, bütün bu şehitlerimizin faillerine siz tahliye sonucu yahut beraat sonucu vereceksiniz! Bizler bu ülkede siyaset yaptığımız sürece kolay değil bu işler.
‘Avrupa’da kış kolay geçmeyecek’
DOĞAL GAZ SORUNUMUZ YOK: Yenilenebilir güç konusunda, alışılmış doğal gaz külfeti patlak vermediği devirde başta Almanya ve Fransa olmak üzere bunlar fazlaca havalı dolaşıyorlardı. Bir ay geçmedi, Almanya Ruhr havzasını yani termik santrali kullanmaya başladı. Alışılmış Rusya keyfinden bu kararları almadı. Avrupa o denli zannedildiği üzere rahat değil, huzurlu değil. Bizim şimdilik bu biçimde bir düşüncemiz yok. Rusya bize rastgele bir yaptırım uygulamıyor. Hele hele kendisiyle fiyat konusunda bir görüşmem olmuştu. O bahisteki yaklaşımını da bize müspet olarak gerçekleştirirse bu biçimde aslına bakarsan ‘nurun ala nur’ olur. Zira bizim de kederimiz, mümkün olduğunca elektriği yahut doğal gazı vatandaşımıza daha uygun kaidelerde verebilmek. 2023 ile birlikte inşallah kendi doğal gazımızı çıkarmamız halinde, vatandaşımızın kapısına doğal gazı epeyce daha ucuza ulaştıracağız. (Avrupa, Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili tavrını değiştirir mi?) Bu kışı atlatmadan o denli bir sonucu vermek sıkıntı üzere geliyor bana. Zira Avrupa için bu kış o denli kolay geçmeyecek, epey sıkıntılı, mali noktadan faturası epey ağır bir kış olacak.
Merkez Bankası’nda rezerv yükseliyor
TÜRKİYE’YE İTİMAT VAR: Şu anda gerek Avrupa’dan gerek dünyanın değişik yerlerinden Türkiye’de yatırım için kapımızı çalanlar var. Toplamda 20 milyar dolar üzere Türkiye’de yatırım yapma pozisyonunda olan firmalar var. Bu sayı daha da yükselecek, o denli gözüküyor. Dışarıdan parasını Türkiye’de park eden firmalar da başladı, zira öbür ülkelere itimat kalmadı, ancak Türkiye’ye bu noktada inanç var. İşi gevşetmeyeceğiz, sıkı tutacağız ve bu süreci de en hoş biçimde değerlendireceğiz. Zira Merkez Bankamızda bir sefer rezerv yükselmeye başladı. Bu olağan döviz rezervi noktasında bizim rahat hareket etmemizi sağlamış oluyor. Bu hususla ilgili de şu anda birfazlaca dost ülke gerekli dayanaklarını sağ olsun veriyorlar. Onlardan borçlanmamız Merkez Bankası olarak güçlenmemize niye oluyor. İnşallah bunu başarmak suretiyle de dövizdeki badireyi aşmış olacağız.
Yüksek kira alanlara büyük darbe
SOSYAL KONUT PROJESİ: Burada yalnızca konut değil, birebir biçimde arsa projemiz var. 250 bin konut, 100 bin alt yapılı konut yeri içeriyor. İcabında vatandaş ‘ben kendim yapacağım’ diyorsa, onlara da ‘buyur kardeşim, 100 bin arsa var, kendin de yapabilirsin’ diyoruz. Ayrıyeten 10 bin sanayi sitesiyle vatandaşımıza kendi işini kurma imkanı da sağlanacak. Gençler, emekliler, engelliler, şehit yakınları ve gazilere yönelik özel kontenjanlar olacak. Vatandaşlarımıza bu biçimdece mesken sahibi olabilme kolaylığı sunuyoruz. Bunlarla bir arada inanıyoruz ki yüksek kira bedeli almak suretiyle korsanlık yapanlar da burada en büyük darbeyi yiyeceklerdir.