Professional
New member
ANKARA Milliyet – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün AK Parti Genişletilmiş Vilayet Liderleri toplantısında konuştu. Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şu biçimde:
MÜLTECİLERE KAPANAN KAPILAR PKK’LILARA AÇILDI: Akdeniz’in bugün tansiyonla, güç rekabetiyle, son periyotta de göçmen vefatlarıyla anılmasından büyük keder duyuyoruz. Batılı ülkeler tam 11 yıldır bu ölümlerin önüne geçmek yerine yaşanan trajediler karşısında üç maymunu oynamayı tercih etti. Mültecilere kapanan kapılar, insanımızı katleden PKK’lı teröristler ile FETÖ’cü alçaklara sonuna kadar açıldı. Suriye ve Kuzey Irak’taki terör yuvaları başlarına yıkıldıkça terör örgütü mensupları kimi ülkelerde kendilerine alenen yeni kamplar kuruyor. Bize komşuluk hakkından bahsedenlerin bu insanlık ve demokrasi düşmanlarına göz yummaması gerekir.
BARIŞ VE HUZUR İSTİYORUZ: Türkiye olarak Ege ve Akdeniz’in ne insan kanıyla ne gözyaşıyla ne de husumetlerle kirletilmesini asla tasvip etmiyoruz. Biz tüm kalbimizle barış, huzur istiyoruz. Kendi vatanımızla bir arada bölgemizde istikrar ve itimat istiyoruz. Anlaşmazlıklarımızı milletlerarası hukuk temelinde hakkaniyete uygun halde diyalog ile çözmek istiyoruz. Biz ne hak yeriz ne de hakkımızı yediririz. Milletimizin ve Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizin Mavi Vatan’daki çıkarlarını sonuna kadar savunmaktan asla çekinmeyiz.
ZAĞARLIK YAPMAYACAĞIZ: Birileri İzmir’in Yunan’dan kurtuluş gününü Osmanlı’ya hakaret günü haline getirirken biz vizyoner projelerle ecdadımıza layık olmaya çalışıyoruz. Birileri Sultan Abdulhamid Han’a aleni düşmanlık ile siyasi prim peşinde koşarken, biz atalarımızın tamamına hürmet gösteriyoruz. Birileri Batı’ya öykünüp kendi ecdadına küfrederken, biz hiç bir komplekse kapılmadan tüm kıymetlerimize sahip çıkıyoruz. Zulmü alkışlamayacak, zalimi sevmeyecek, gelenin keyfi için geçmişe sövenlerden olmayacağız. Hele hele 3-5 soysuzun arkasında asla zağarlık yapmayacağız. Zağarlık, köpeklik demektir.
KENDİNİZE GELİN: Yunanistan’ı kışkırtarak üzerimize salanların niyetlerini çok yeterli biliyoruz. Karası, denizi ve havasıyla ülkemiz savunmasından taviz vermeyecek fakat vaktimizi, gücümüzü, dikkatimizi dağıtmaya yönelik kirli senaryolara da pabuç bırakmayacağız. Bir yandan hadsizlere haddini bildirirken gayelerimizden mutlaka sapmayacağız. Batı Trakya’ya ve adalara yığılan silahlar bizim için bir mana tabir etmez. Zira bizim gücümüz ve imkânlarımız bunların hayli ötesindedir. Ancak bu durumun kelam konusu ülke için zımnî bir işgal manasına geldiğini de hatırlatmak isteriz… Yunanistan’a, başbakanına, cumhurbaşkanına hatırlatmak isteriz: Kendinize gelin. Amerika’dan, Avrupa’dan sizlere gelen dayanaklar zannediyor musunuz sizi kurtarır? Kurtarmaz. Yalnızca patinaj yaparsınız, öteki bir işe yaramaz.
‘Takoz muhalefet en büyük talihsizlik’
2023’e yaklaştıkça, tek sermayeleri palavra ve iftira olan muhalefet kanadının farklı yollara tevessül edeceği anlaşılıyor… CHP ve şürekası ne hizmet eder ne de hizmet edene müsaade verir. Yalnızca son iki haftada yaşananlar bile bizimle ‘altılı masa’ denilen hilkat garibesi içindeki vizyon ve ufuk farkını göstermeye kafidir. bu vakitte, Türkiye’nin en büyük bahtı, AK Parti ve Cumhur İttifakı varken, en büyük talihsizliği de bu takoz muhalefetidir. İnşallah 2023 seçimleri, ülkemizdeki bir hayli dönüm noktasıyla birlikte takoz siyasetinin de çöp sepetine atıldığı bir milat olacaktır.
KAZANACAĞIZ: Şu üç şeyi yapmaktan asla geri durmayacağız. Birincisi, 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımlarıdır. İkincisi, gencinden yaşlısına her kesitten insanımızın hayatına dokunan eser ve hizmetlerimizdir. Üçüncüsü, muhalefet yalnızca lafla vakit öldürürken, 2053 vizyonuyla ülkemizin geleceğine dair hayali, programı ve projesi olan tek siyasi hareket olduğumuzu anlatmamızdır.
‘Batı’yı büyük tasa sardı’
ABD’den Avrupa’ya bir epey ülke son 40-50 yılın en yüksek enflasyon sayılarıyla çaba etmek zorunda kalıyor. Bu ülkelerde yaşayan herkes yüzde 8-9 oranında açıklanan sayılarla gerçek enflasyon oranları içindeki devasa farkı çok yeterli biliyor. Kış yaklaştıkça bilhassa Batı dünyasını büyük bir tasa ve dehşet sardı.
KÖS KÖS OTURUYORLAR: Dışarıdan aldıkları talimatlarla bizim istikrarlı tutumumuzu eleştirenler artık bizi takdir ve taltif etme mecburiyetinde kalıyor. ‘Türkiye yalnızlaşıyor, dünyadan kopuyor’ diyerek feveran edenler artık kuyruklarını kıstırıp kös kös oturuyor.
‘Ellerinde dökülen kanların izi var’
Mersin’de PKK’lı alçaklar bir polisimizi şehit etti, bir polisimizi yaraladı. Hamdolsun teröristler anında hak ettikleri karşılığı bularak ‘ila cehenneme zumera’ kavuştular. Bu teröristlerin hangisinin izini takip ederseniz edin ucu ya HDP’ye, ya CHP’nin gazeteci, siyasetçi, sivil toplum temsilcisi diyerek sahip çıktığı kısımlara ya da batı ülkelerine çıkar. HDP’yi allayıp pullayarak legalleştirme ve iktidara ortak etme peşinde koşanların ellerinde, yapılan her terör akınında dökülen kanların izi vardır, olacaktır. Birebir durum Batılı ülkeler için de geçerlidir. Kandil’i, Suriye’yi başlarına yıktığımız teröristlerin Batı ülkelerinden giderek daha fazla himaye görmesi her şeydilk evvel bu devletlerin kendi huzurlarına ve güvenliklerine yönelik bir tehdittir.
MÜLTECİLERE KAPANAN KAPILAR PKK’LILARA AÇILDI: Akdeniz’in bugün tansiyonla, güç rekabetiyle, son periyotta de göçmen vefatlarıyla anılmasından büyük keder duyuyoruz. Batılı ülkeler tam 11 yıldır bu ölümlerin önüne geçmek yerine yaşanan trajediler karşısında üç maymunu oynamayı tercih etti. Mültecilere kapanan kapılar, insanımızı katleden PKK’lı teröristler ile FETÖ’cü alçaklara sonuna kadar açıldı. Suriye ve Kuzey Irak’taki terör yuvaları başlarına yıkıldıkça terör örgütü mensupları kimi ülkelerde kendilerine alenen yeni kamplar kuruyor. Bize komşuluk hakkından bahsedenlerin bu insanlık ve demokrasi düşmanlarına göz yummaması gerekir.
BARIŞ VE HUZUR İSTİYORUZ: Türkiye olarak Ege ve Akdeniz’in ne insan kanıyla ne gözyaşıyla ne de husumetlerle kirletilmesini asla tasvip etmiyoruz. Biz tüm kalbimizle barış, huzur istiyoruz. Kendi vatanımızla bir arada bölgemizde istikrar ve itimat istiyoruz. Anlaşmazlıklarımızı milletlerarası hukuk temelinde hakkaniyete uygun halde diyalog ile çözmek istiyoruz. Biz ne hak yeriz ne de hakkımızı yediririz. Milletimizin ve Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizin Mavi Vatan’daki çıkarlarını sonuna kadar savunmaktan asla çekinmeyiz.
ZAĞARLIK YAPMAYACAĞIZ: Birileri İzmir’in Yunan’dan kurtuluş gününü Osmanlı’ya hakaret günü haline getirirken biz vizyoner projelerle ecdadımıza layık olmaya çalışıyoruz. Birileri Sultan Abdulhamid Han’a aleni düşmanlık ile siyasi prim peşinde koşarken, biz atalarımızın tamamına hürmet gösteriyoruz. Birileri Batı’ya öykünüp kendi ecdadına küfrederken, biz hiç bir komplekse kapılmadan tüm kıymetlerimize sahip çıkıyoruz. Zulmü alkışlamayacak, zalimi sevmeyecek, gelenin keyfi için geçmişe sövenlerden olmayacağız. Hele hele 3-5 soysuzun arkasında asla zağarlık yapmayacağız. Zağarlık, köpeklik demektir.
KENDİNİZE GELİN: Yunanistan’ı kışkırtarak üzerimize salanların niyetlerini çok yeterli biliyoruz. Karası, denizi ve havasıyla ülkemiz savunmasından taviz vermeyecek fakat vaktimizi, gücümüzü, dikkatimizi dağıtmaya yönelik kirli senaryolara da pabuç bırakmayacağız. Bir yandan hadsizlere haddini bildirirken gayelerimizden mutlaka sapmayacağız. Batı Trakya’ya ve adalara yığılan silahlar bizim için bir mana tabir etmez. Zira bizim gücümüz ve imkânlarımız bunların hayli ötesindedir. Ancak bu durumun kelam konusu ülke için zımnî bir işgal manasına geldiğini de hatırlatmak isteriz… Yunanistan’a, başbakanına, cumhurbaşkanına hatırlatmak isteriz: Kendinize gelin. Amerika’dan, Avrupa’dan sizlere gelen dayanaklar zannediyor musunuz sizi kurtarır? Kurtarmaz. Yalnızca patinaj yaparsınız, öteki bir işe yaramaz.
‘Takoz muhalefet en büyük talihsizlik’
2023’e yaklaştıkça, tek sermayeleri palavra ve iftira olan muhalefet kanadının farklı yollara tevessül edeceği anlaşılıyor… CHP ve şürekası ne hizmet eder ne de hizmet edene müsaade verir. Yalnızca son iki haftada yaşananlar bile bizimle ‘altılı masa’ denilen hilkat garibesi içindeki vizyon ve ufuk farkını göstermeye kafidir. bu vakitte, Türkiye’nin en büyük bahtı, AK Parti ve Cumhur İttifakı varken, en büyük talihsizliği de bu takoz muhalefetidir. İnşallah 2023 seçimleri, ülkemizdeki bir hayli dönüm noktasıyla birlikte takoz siyasetinin de çöp sepetine atıldığı bir milat olacaktır.
KAZANACAĞIZ: Şu üç şeyi yapmaktan asla geri durmayacağız. Birincisi, 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımlarıdır. İkincisi, gencinden yaşlısına her kesitten insanımızın hayatına dokunan eser ve hizmetlerimizdir. Üçüncüsü, muhalefet yalnızca lafla vakit öldürürken, 2053 vizyonuyla ülkemizin geleceğine dair hayali, programı ve projesi olan tek siyasi hareket olduğumuzu anlatmamızdır.
‘Batı’yı büyük tasa sardı’
ABD’den Avrupa’ya bir epey ülke son 40-50 yılın en yüksek enflasyon sayılarıyla çaba etmek zorunda kalıyor. Bu ülkelerde yaşayan herkes yüzde 8-9 oranında açıklanan sayılarla gerçek enflasyon oranları içindeki devasa farkı çok yeterli biliyor. Kış yaklaştıkça bilhassa Batı dünyasını büyük bir tasa ve dehşet sardı.
KÖS KÖS OTURUYORLAR: Dışarıdan aldıkları talimatlarla bizim istikrarlı tutumumuzu eleştirenler artık bizi takdir ve taltif etme mecburiyetinde kalıyor. ‘Türkiye yalnızlaşıyor, dünyadan kopuyor’ diyerek feveran edenler artık kuyruklarını kıstırıp kös kös oturuyor.
‘Ellerinde dökülen kanların izi var’
Mersin’de PKK’lı alçaklar bir polisimizi şehit etti, bir polisimizi yaraladı. Hamdolsun teröristler anında hak ettikleri karşılığı bularak ‘ila cehenneme zumera’ kavuştular. Bu teröristlerin hangisinin izini takip ederseniz edin ucu ya HDP’ye, ya CHP’nin gazeteci, siyasetçi, sivil toplum temsilcisi diyerek sahip çıktığı kısımlara ya da batı ülkelerine çıkar. HDP’yi allayıp pullayarak legalleştirme ve iktidara ortak etme peşinde koşanların ellerinde, yapılan her terör akınında dökülen kanların izi vardır, olacaktır. Birebir durum Batılı ülkeler için de geçerlidir. Kandil’i, Suriye’yi başlarına yıktığımız teröristlerin Batı ülkelerinden giderek daha fazla himaye görmesi her şeydilk evvel bu devletlerin kendi huzurlarına ve güvenliklerine yönelik bir tehdittir.