Professional
New member
AK Part’li Çalık, DHA’ya yaptığı açıklamada, bayana yönelik şiddetle gayrette sanatkarlar, sportmenler, siyasi parti önderleri ve kanaat başkanlarının rolünün fazlaca kıymetli olduğunu söylemiş oldu. Çalık, bu bireylerin farkındalık ve zihniyet değişimine dönük kampanyalarda rol almalarını önemsediklerini belirtti.
‘FİLMİN YASAKLANMASINI ASLA HAKİKAT BULMUYORUZ’
Adana’da yaşayan eski eşi Halis Özgür tarafınca 1989 yılında öldürülen sanatçı Bergen’in hayatını anlatan ‘Bergen’ sinemasını de hatırlatan Çalık, “Bergen üzere maalesef şiddete maruz kalmış sanatkarlarımızın hayatış olduğu trajedi, hepimiz için önemli bir hüzün. Maalesef failin bulunduğu ilçede, sinemanın sinemada gösterilmesinin yasaklanmasını hakikat bulmuyorum asla. Hazırladığımız raporda, bayana şiddette güzel hal indiriminin kaldırılmasını istememizin en kıymetli örneklerinden biri bu. Bayana şiddette düzgün hal indirimi kaldırılmış olsaydı, Bergen’in faili tahminen 7,5 ay değil; 7,5 yıl ya da daha fazla ceza alacaktı. Sineması birinci fırsatta izleyeceğim” dedi.
‘MEDYAYA BÜYÜK VAZİFELER DÜŞÜYOR’
Çalık, 912 sayfalık komite raporunda, bayana şiddetle uğraşta medyaya büyük misyon düştüğünü ve bunu teklifler kısmında belirttiklerini söyleyerek, “Rol model bayanların daha fazla gösterilmesine dönük muhtaçlığımız var. Bilhassa televizyon izleme oranlarına baktığımızda, hala Türkiye’nin önemli manada televizyon seyircisi olduğunu düşündüğümüzde, hem görsel hem yazılı klâsik medyanın hassasiyeti kadar toplumsal medyanın da hassasiyetlerine rağmen ilgili kurumlara tekliflerimiz oldu” diye konuştu.
‘AİLE VE İŞ HAYATININ AHENKLEŞTİRİLMESİNİ İSTEDİK’
Öznur Çalık, bayanın güçlendirilmesinin şiddetle gayretin en kıymetli ayaklarından biri olduğunu vurgulayarak, “Evdeki çamaşırı asıp, bu süreci yönetenlere ‘ev kadını’ demiyorum. Konut mühendisi olduğunu düşünerek bayanlarımızı her alanda meskende, işte, okulda, eğitimde her alanda güçlenmesini talep ettik. Aile ve iş hayatının ahenkleştirilmesini istedik. Bayanlarımızın kendi ortalarındaki fırsat eşitliğinin yakalanmasını, tüm bayanlar içinde ikili standardın ortadan kaldırılmasını ve bayana yönelik şiddete karşı duruşu istek ettik” sözlerini kullandı.
‘ŞİDDETİN LİSANI, DİNİ, EĞİTİMİ YOK’
Çalık, her katmadan hanımın şiddet gördüğünü aktararak, şöyleki konuştu:
“Gözyaşının dini, ırkı nasıl yoksa şiddetin de o denli. Ne dini ne ırkı ne lisanı ne eğitimi var. Her katmandan hanımını şiddet gördüğünü sayılar söylüyor. Eğitimlisi de eğitimsizi de şiddet görüyor. Failler de birebir biçimde hem eğitimli hem eğitimsiz. Eğitimin şiddetin önünde yapılacak en değerli çalışma olduğunu görüyoruz. Eğitimsizlikte daha fazla şiddete maruz kalıp daha fazla sessiz kalabiliyorsunuz. ‘Toplum ne der’ baskısına daha fazla kulak verebiliyorsunuz. Şiddetsiz bir aile ortamında büyüyen çocuk okulda da bu biçimde devam edecektir. Temel eğitimi net almamız lazım. Bayanlarımız şiddetle ilgili çalışmaları, maddeleri edinsinler istiyoruz.”
‘FİLMİN YASAKLANMASINI ASLA HAKİKAT BULMUYORUZ’
Adana’da yaşayan eski eşi Halis Özgür tarafınca 1989 yılında öldürülen sanatçı Bergen’in hayatını anlatan ‘Bergen’ sinemasını de hatırlatan Çalık, “Bergen üzere maalesef şiddete maruz kalmış sanatkarlarımızın hayatış olduğu trajedi, hepimiz için önemli bir hüzün. Maalesef failin bulunduğu ilçede, sinemanın sinemada gösterilmesinin yasaklanmasını hakikat bulmuyorum asla. Hazırladığımız raporda, bayana şiddette güzel hal indiriminin kaldırılmasını istememizin en kıymetli örneklerinden biri bu. Bayana şiddette düzgün hal indirimi kaldırılmış olsaydı, Bergen’in faili tahminen 7,5 ay değil; 7,5 yıl ya da daha fazla ceza alacaktı. Sineması birinci fırsatta izleyeceğim” dedi.
‘MEDYAYA BÜYÜK VAZİFELER DÜŞÜYOR’
Çalık, 912 sayfalık komite raporunda, bayana şiddetle uğraşta medyaya büyük misyon düştüğünü ve bunu teklifler kısmında belirttiklerini söyleyerek, “Rol model bayanların daha fazla gösterilmesine dönük muhtaçlığımız var. Bilhassa televizyon izleme oranlarına baktığımızda, hala Türkiye’nin önemli manada televizyon seyircisi olduğunu düşündüğümüzde, hem görsel hem yazılı klâsik medyanın hassasiyeti kadar toplumsal medyanın da hassasiyetlerine rağmen ilgili kurumlara tekliflerimiz oldu” diye konuştu.
‘AİLE VE İŞ HAYATININ AHENKLEŞTİRİLMESİNİ İSTEDİK’
Öznur Çalık, bayanın güçlendirilmesinin şiddetle gayretin en kıymetli ayaklarından biri olduğunu vurgulayarak, “Evdeki çamaşırı asıp, bu süreci yönetenlere ‘ev kadını’ demiyorum. Konut mühendisi olduğunu düşünerek bayanlarımızı her alanda meskende, işte, okulda, eğitimde her alanda güçlenmesini talep ettik. Aile ve iş hayatının ahenkleştirilmesini istedik. Bayanlarımızın kendi ortalarındaki fırsat eşitliğinin yakalanmasını, tüm bayanlar içinde ikili standardın ortadan kaldırılmasını ve bayana yönelik şiddete karşı duruşu istek ettik” sözlerini kullandı.
‘ŞİDDETİN LİSANI, DİNİ, EĞİTİMİ YOK’
Çalık, her katmadan hanımın şiddet gördüğünü aktararak, şöyleki konuştu:
“Gözyaşının dini, ırkı nasıl yoksa şiddetin de o denli. Ne dini ne ırkı ne lisanı ne eğitimi var. Her katmandan hanımını şiddet gördüğünü sayılar söylüyor. Eğitimlisi de eğitimsizi de şiddet görüyor. Failler de birebir biçimde hem eğitimli hem eğitimsiz. Eğitimin şiddetin önünde yapılacak en değerli çalışma olduğunu görüyoruz. Eğitimsizlikte daha fazla şiddete maruz kalıp daha fazla sessiz kalabiliyorsunuz. ‘Toplum ne der’ baskısına daha fazla kulak verebiliyorsunuz. Şiddetsiz bir aile ortamında büyüyen çocuk okulda da bu biçimde devam edecektir. Temel eğitimi net almamız lazım. Bayanlarımız şiddetle ilgili çalışmaları, maddeleri edinsinler istiyoruz.”